110
gezi-yorum
travel-ing
Yalova il merkezine 12
kilometre uzaklıkta, iki dağ
arasında, alabildiğine yeşille
kaplı vadiye giderken, dar
uzun bir yol boyunca dizili
çınar ağaçları karşılıyor sizi.
Sağlık Bakanlığı tarafından
işletilen kaplıcaların suyundaki
şifa, yaklaşık 2000 yıl önce
keşfedilmiş. Bölge aynı
zamanda arkeolojik ve tarihi
sit alanı özelliğine ve 3600
dönüm orman arazisine sahip.
Buradaki ilk hamamların 1600
yıl önce Bizans İmparatoru
Constantinus tarafından
yaptırıldığı biliniyor. Daha
sonra da tesisler yapılmış
ancak Osmanlı’nın Yalova’yı
fethettiği dönemde başkent
Bursa olduğu ve Bursa’da
kaplıcaların varlığı nedeniyle
bu bölge hak ettiği değeri
görememiş. 1800’lü yıllarda ise
Sultan Abdülmecid’in annesi
Bezm-i Alem Valide Sultan,
romatizmalarının şifasını bu
sularda bulunca, bölgede yeni
banyolar ve köşkler yaptırılmış.
Termal’in bugün ulaşımını
sağlayan yollar da o dönemde
yapılmış. Sultan 2. Abdülhamid
döneminde yeniden ün
kazanan şifalı suların tahlilleri
yapılıp, birçok derde deva
olduğu keşfedildikçe bölge
yeni tesislerle zenginleştirilmiş.
Kısa süre içinde bölge,
dünyada eğlence ve sağlığın
bir arada bulunduğu nadir bir
merkez haline gelmiş. Yabancı
sermayelerle işletilen bu
gözde tesisler, Balkan Savaşı
ardından 1. Dünya Savaşı ve
Kurtuluş Savaşı dönemlerinde
yeniden unutulmuşsa da,
Atatürk’ün çabaları sayesinde
bugün eski ününe fazlasıyla
kavuşmuş durumda.
Eski Yunan, Roma, Bizans,
Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerini yaşamış olan
Yalova Termal Kaplıcaları,
Roma’da 1911 yılında yapılan
“Kaplıcalar Su Yarışması”nda
“Suları Faydalı En İyi Kaplıca”
seçilmiş ve bir de altın
madalyası var. Bu madalya
bugün, müze özelliği de
taşıyan tesisin resepsiyonunda
sergileniyor. Ülkemizdeki
ilk çiçekçilik ve seracılığın
yapıldığı yer olarak da tanınan
bölge, aynı zamanda bilinen en
kapsamlı ağaç müzesi. Bizans
ve Osmanlı’ya ait mimari
örnekler, tarihi kalıntılar ve
hakkında anlatılan efsaneleriyle
bölgenin kendine has gizemine
kapılmamak mümkün değil.
Tesiste Kurşunlu ve Valide
banyo içindeki yüzme havuzları
ile tamamı 37 derecelik termal
su ile dolu olan açık havuz
var. Dört mevsim hizmet
verdiği gibi kimyasal ve fiziksel
yapılarıyla banyo kürleri için
uygun olma özelliği taşıyan
sular; “memba” adı verilen
asıl kaynak, mide suyu, göz
suyu ve en son gerçekleşen
Körfez depreminden önce
kaynamaya başlayan kaynak
olmak üzere dört kaynaktan
çıkıyor. Ayrıca, kaynağın “astım
buharı” da denilen buharın
nefes darlıkları, astım, solunum
yolları hastalıklarına da çare
olduğu biliniyor. Suların normal
şartlar altında 60 derece
civarındaki sıcaklığı, hastanın
thermal facilities are located, you
are greeted by plane trees along
the long and narrow road. The
healing properties of the waters
of the springs, now operated
by the Ministry of Health, was
discovered about 2000 years
ago. The area has also a status
of being an archeologically
and historically protected area,
and has a forestland of 3600
decares. It is known that the
first baths in the area were
built with the instructions of the
Byzantine Emperor Constantine,
1600 years ago. Although other
facilities were also built later
on, due to the fact that in the
period when the Ottoman state
conquered Yalova the capital was
Bursa, a city also rich in terms
of hot springs, Yalova did not
receive the attention it deserved
then. However, when Sultan
Abdulmecid’s mother Bezm-i
Alem Valide Sultan found the
cure for her rheumatism in these
waters in the 1800s, new baths
and mansions were built in the
area. Also the roads that enable
access to the Thermal were built
in that period. As the waters that
gained back their fame were
analyzed and determined to
have curing properties for many
diseases in the period of Sultan
Abdulhamid the 2nd, the area
was enriched with newer facilities.
In a relatively short period of time,
the area became a rare spot in
the world where entertainment
and health services meet.
Although these popular facilities
operated through foreign capital
were again forgotten in the
periods of World War I and the
Turkish War of Independence,
with the efforts of Ataturk today
they once again have gained their
old fame.
Having witnessed the Ancient
Greek, Roman, Byzantine,
Seljukian and Ottoman periods,
Yalova Thermal Springs was
nominated as the “Springs
with the Healthiest Waters” in
the “Springs Water Contest”
held in 1911 in Rome and was
awarded with the gold medal.
Today, this medal is exhibited
in the reception of the facility,
which also serves as a museum.
Also known as the area where
floriculture and greenhouse
cultivation were carried out
first time in Turkey, the area is
also the most comprehensive
tree museum known. With
the architectural works of the
Byzantine and Ottoman Empires,
historical ruins and the legends
told, it is not possible to prevent
being carried away with the
unique mystery of the area. In
addition to the swimming pools in
Kursunlu and Valide baths, there
is also an outdoor pool filled with
370C thermal water. The waters
that are suitable for bath cures
by means of their chemical and
physical properties come from
four springs as the “real source”,
stomach water, eye water and
the spring that started to boil
before the latest earthquake
in the Gulf. Furthermore, the
steam from the spring known
as the “asthma steam” has
curative properties for labored
breathing, asthma and respiratory
diseases. The temperature of
the waters, which normally is
around 600C, can be adjusted
according to the condition and
sensitivity of the patient. The
curing properties of the waters
also manifest themselves in
rheumatic, digestive system,
liver, gallbladder, kidney and
gynecological diseases. The
waters are categorized in
accordance with the parts of
