Dergi Bursa Şubat/Mart 2014 - page 57

55
Aşk / Korkma ben varım / Murat Menteş
Aşk / Korkma ben varım / Murat Menteş
“Şebnem; ceylanların kuğuların
sınıf arkadaşı, cıvıltılı cimcime,
bal şelalesi. Şövalye olsaydım,
senin şerhine hücum etseydim,
dudaklarını görünce kılıcımı
düşürür, atımdan düşerdim.
Hiçbir zaferin erişemeyeceği
tatta bir yenilgi olurdu. …
Şebnem bak hasretinden
bütün günahlarım döküldü.
… Senden sinyal beklemek,
dünya dışı uzayda yaşam
belirtileri aramak gibi. …
Bakışların, cennetin eşiğinde
sorulan bilmeceler gibiydi
Şebnem. Artık hayatımın
normale dönmesi imkansız.
Şebnem sen saklanınca
ağaçların içi boşaldı, kuşlar
iskelete döndü, deniz pıhtılaştı,
gökyüzü felç oldu, bulutlar
kireç bağladı, asfaltlar eriyor,
minareler yamuldu; İstanbul
haşlanmış lahana gibi kendini
saldı.”
Siyasetin çeşitli nedenlerle ve
giderek daha büyük bir hızla
başka bir şeye dönüşmeye,
yeniden tariflenmeye
başladığı günümüzde insanlar
gönül işlerinde de bu denli
çuvallıyorlarken kitapta Murat
Menteş’in söz ettiği gibi bir
Gönül İşleri Bakanlığı da
kurulsa fena olmaz hatta.
Kitapta hayatınızın en tuhaf
karakterleri ile tanışacak, işin
tuhafı onları anlayacak, daha
da tuhafı ise onların gerçekte
var olmalarının aslında
dünyayı şimdikinden çok daha
eğlenceli, güzel ve sahici
yapacağına inanacak kadar
ileri gideceksiniz. Başkalarının
intikamını alarak geçimini
sağlayan Gıcırbey’i, padişah
yorganları satan Enver Paşa’yı,
dul bir gangster olan Hayati
Tehlike’yi, herkesi teslim alan
ama afaziye teslim olan Atom
Bombacıyan’ı, emir iletkeni
Abidin Dandini’yi, Namık
Mıknatıs’ı, zavallı Kevser’i,
tabii aşkı kupon karşılığı
alınmaya çalışılan sevgili
Şebnem’i kitaptan hemen
sonra unutmanızda, onları
aklınızdan çıkarmanızda ve
içinizde onlardan bir yanlar
aramamanızda fayda var.
Kitabı okurken pek çok konuda
şüpheye düşecek, hemen
peşinden gelen bir cümlenin
yardımıyla düştüğün yerden
kalkacak, alkol testinden
geçmek için mangal kömürü
emip zehirlenen bir sevgilim
olsaydı yine de aşka tutunur
muydum diye kendinize
soracaksınız.
“…Kesme işlemini
tamamlayınca ‘şimdi bu
kuponları al lütfen’ dedi.
‘Bana aşık olmaya yaklaştığın
her adımda kuponların bir
tanesini geri vereceksin. Yani
kalbinde bana karşı özel
bir şeyler hissettiğinde…’
bu olay beni birden dikkatli
bir seyirci pozisyonundan
şaşkın oyuncu pozisyonuna
sokmuştu. Enver ne kural
tanıyor, ne de kural koyuyordu.
Oyunu tümüyle değiştiriyordu.
Ateşin icadından önce ölüp
cehenneme giden mağara
kadınının hayreti içindeydim.”
Kitabı şahane yapan ve ona
ilkbaharın ilk sabahında
çayırda sevgiliyle öpüş gülüş
kahvaltı keyfi tadı veren
şey, Korkut’un Mübeccel’e
faydasının olmadığı bir
dünyada; büyük kederlerin,
cinayetlerin, ölümcül dertlerin,
yerle bir eden felaketlerin,
kurşun yağmurlarının, damdan
düşmüş gibi olmaların, ‘alevleri
görmezden gelerek yangını
söndüremeyiz’ deyip suratınıza
gerçeğin tokadını vurmaların
ortasında sizi bütün bunların
tek bir an bile var olmadığı bir
kuytuya götürüp gıdıklaması…
actually be nice if a Ministry of
Love Affairs is established like
Murat Menteş mentions in his
book.
You will meet the strangest
characters of your life in the book
and what is even stranger is
you will get to understand them
and actually believe that if they
existed in reality the world would
be a more fun, beautiful and real
place. It’s better that once you
read the book you forget Gıcırbey
who earns his living by taking
the revenge of others, Enver
Pasha who sells sultan quilts,
Hayati Tehlike who is a widowed
gangster, Atom Bombacıyan who
catches everyone but falls prey
to aphasia, Abidin Dandini who
transmits commands, Namık
Mıknatıs, poor Kevser and of
course dear Şebnem whose
love is tried to be bought with
coupons.
When reading the book you will
fall into doubt about many issues,
you will stand up from where
you fell down with the help of the
next sentence and you will ask
yourself whether I would still cling
to my love if my lover sucked
charcoal to pass alcohol test.
“…After cutting them all he said,
‘now take these coupons please’.
‘You will give one back each time
you are about to fall in love with
me. That is when you feel special
emotions in your heart for me…’
now this transformed me from an
attentive spectator into a puzzled
player. Enver knew no rules and
set no rules. He was changing
the game completely. I was as
awed as a lady who died and
went to hell before the discovery
of fire.”
What makes the book great and
what gives it the taste of a kiss
from a lover in the meadows or a
breakfast is that even in a world
where Korkut has no use for
Mübeccel the book takes you to
a nook and tickles you amidst all
the sadness, murders, deathly
troubles, disasters, bullets, falling
down roofs and slaps of reality
as they say ‘we cannot extinguish
the fire by ignoring the flames’…
1...,47,48,49,50,51,52,53,54,55,56 58,59,60,61,62,63,64,65,66,67,...132
Powered by FlippingBook