Dergi Bursa Ekim-Kasım 2011 - page 109

107
KUŞKUSUZ hakkında binlerce sayfalık
eserler yazılmış bir felsefeyi bir iki
sayfada özetlemek mümkün değil. O
nedenle biz şimdilik sadece Yoga’nın
doğuşu ve Ashtanga Yoga’dan
bahsedelim. Yoga Hindistan'da
doğmuş çok eski bir uygulama...
Orijinali Sanskritçe olan kelimenin
Türkçe karşılığı birlik demek; bedenle
ruhun, nefesle hareketlerin, bilinçle
süper bilincin, ruhla yaratıcının
birleşmesi. Tarihinin ne kadar eskiye
dayandığı bilinmemekle beraber ilk
defa Veda metinlerinde teknik bir terim
olarak karşımıza çıkar. Hindistan'da
yapılan arkeolojik kazılarda bulunan
M.Ö. 3000'li yıllara ait eserlerin
bazılarında yoga duruşlarında tanrısal
kişileri gösteren taş mühürlere
rastlanmış. Yani tarihi kesin olarak
bilinmese de en az 5000 senelik bir
bilgi olduğunu söylemek abartmak
olmayacak...
Patanjali adlı bir bilge M.S. II. yüzyılda
Yoga Sutraları yazmış ve yogaya dair
en kapsamlı ilk yazılı eseri ortaya
çıkarmış. 195 tane ayrı sutradan
oluşan eser sekiz kollu Ashtanga
Yoga'nın temelini oluşturur. Amaç
Yoga uygulayıcısının (Yogi’nin) bu
sekiz adımı takip ederek aydınlanmaya
ulaşmasıdır. Adımlardan ilki sosyal
disiplini anlatan Yama. Yama; Ahimsa
(şiddetsizllik), Satya (doğruluk),
Asteya (çalmama), Brahmacharya
(namusluluk) ve Aparigraha (arzulardan
arınma) prensiplerini kapsar. Yani
Patanjali der ki ilk kolda; kendin de
dahil olmak üzere hiçbir canlıya karşı
ne fiziksel, ne sözel ne de zihinsel
şiddet uygulama... Her zaman dürüst
ol, yalan söyleme, başkasına ait olan
bir şeyi alma, cinsel arzularına gem vur,
anlamlı ilişkiler yaşa ve arzularının esiri
olma, aç gözlü bir şekilde ihtiyacından
daha fazlasına sahip olmaya çalışma…
İkinci kol olan Niyama ise içsel disiplini
anlatır. Der ki zihnini, bedenini ve
ruhunu temiz tut (Shoucha), sahip
oldukların için şükret ve daima
memnuniyet göster (Santosha), tutumlu
ol (Tapas), kendi entellektüel, duygusal
ve egosal süreçlerini incele, öğren
(Swadhyaya) ve kendini Tanrı'ya ada,
Tanrı'ya teslim ol (İshwara Pranidhana).
Üçüncü kol ise asanalar yani Yoga
duruşları. Bütün Sutralar içinde
kendisinden en az söz edilen kısım...
Çevrenizde "Yoga yapıyorum,
Yoga’ya gidiyorum" diyen birileri
varsa bahsettikleri bu işte... Doğu
felsefelerinde gördüğümüz fiziksel
bedenimizin dışında bir de enerji
bedenimiz olduğuna inanılır.
Damarlarımızda kanın aktığı gibi
enerji bedenimizde de enerjinin aktığı
kanallar vardır ve bu kanallar Çakra
adını verdiğimiz merkezlerde toplanıp
bedene tekrar dağılırlar. Asanalar da
bu enerji kanallarını temizler, Çakra’ları
kuvvetlendirir. İşin tabi bir de modern
tıbbın ölçebildiği kısmı var. Batıda
hemen hemen her gün farklı doktorlar
tarafından yazılmış Yoga’nın sağlığa
faydalarını anlatan yeni kitaplar çıkıyor.
Ciddi tıp fakülteleri Yoga’nın tedavi
edici özelliğini kanıtlayan deneyler
yapıyorlar. Birçok doktor omurga
problemleri, hormonal sorunlar,
adet düzensizlikleri, kas ve eklem
rahatsızlıkları, Artirit, Fibromiyalji ve
hatta bazı kanser türleri gibi birçok
rahatsızlık için Yoga’yı öneriyorlar.
Doktor olmasak da konuyla ilgili yapılan
birçok araştırmaya bir göz atmak,
Yoga’ya başladıktan sonra genel sağlık
halleri düzelmiş kişilerle konuşmak
bile Yoga’nın dönüştürücü, yenileyici
etkisini görmek için yeterli olabilir.
Dördüncü kol ise Yogi’lere nefes
kontrolünü öğreten Pranayama.
Pranayama Yogi’nin farkındalığını dış
dünyadan kendi özüne, bedenden
zihne doğru kaydırıyor. Yama ve
Niyama’lar dünyadaki eylemler
üzerine yoğunlaşıp, sevgiyi ve
dünyaya hizmet etmeyi öğretirken,
Asana’lar fiziksel bedeni kuvvetlendirip
onu onurlandırmaya odaklanırken,
Pranayama Yogi’ye nefesle beraber
iç huzuru yakalamayı öğretiyor.
Bahsettiğimiz enerji kanallarını besleyip
zenginleştiriyor.
Beşinci basamak olan Pratyahara
duyuları dış dünyadan içeriye
yönlendirmeyi öğretiyor. Kişi gördüğü,
duyduğu, kokladığı, dokunduğu,
tattığı uyaranlardan uzaklaşıp arzu
nesnelerinin kendisi üzerindeki
gücünden bağımsızlaşıp kendi eylem
ve düşünceleri üzerinde kontrol
geliştiriyor. Yogi etrafında olup biten
herşeyden haberdar ama onlardan
etkilenmeden durmayı öğreniyor ki
bu da daha derin bilinç düzeylerinde
çalışma yapmasına olanak sağlıyor.
Altıncı ve yedinci basamaklar olan
Dhrana ve Dhyana ise duyularını
kontrol altına almayı başarmış
bir Yogi’nin odağını tek bir nesne
üzerine getirerek ondan başka birşey
düşünmeden zihnini kontrol altına
almasından bahsediyor. Öyle ki bir süre
sonra Yogi evrensel bilinçle bağlantıya
geçip derin bir gevşeme, genişleme
ve sükunet hissi yaşıyor. Fiziksel,
zihinsel ve duygusal bütün bağlardan
uzaklaşıp, bütün herşeyin birbiriyle
bağlantılı olduğunun hissedildiği,
acıya ve neşeye karşı aynı kayıtsızlığın
taşındığı tam mutluluk hali yakalanıyor.
Bu da zaten son adım olan Samadhiye
götürüyor Yogi’yi. Yogi’nin evrenle
bir olduğu muhteşem denge hali,
aydınlanma...
Yoga bir din değil, bir felsefedir.
Hinduizm’de varolan yeniden doğuş,
karma gibi kavramları içerse de
Hindulara özel değil, her dinden
herkesin uygulayabileceği dönüştürücü
bir felsefedir. Herkes Yoga’da kendine
ait bir şeyler bulabilir ve düzenli
uygulandığında Yoga herkes için sihrini
konuşturacak ve uygulayıcıların hayat
kalitesini artıracaktır.
Herkese huzurlu ve mutlu bir yaşam
dileklerimle…
1...,99,100,101,102,103,104,105,106,107,108 110,111,112,113,114,115,116,117,118,119,...132
Powered by FlippingBook