54
eğitimin psikolojisi
Psk. Ayşegül Alkış
Uzmanlara göre alışveriş kişinin
kendine hediye vermesi gibi, hem
kendini önemli hissettiren hem de
çalışmalarının karşılığı olan bir ödül.
Zaman zaman bu hediye alımı haddini
aşıyor, gerekli gereksiz, zamanlı
zamansız birçok şey alıyoruz. İşte
burada önemli olan kendimize alışverişi
nasıl açıkladığımız. Birçoğumuz için
aldıkları kendisinin değerini belirliyor.
Alışverişin en acı tarafı bu olsa gerek…
Pahalı, orijinal ya da tasarım bir ürün
aldıklarında kendi değerlerinin arttığını
düşünüyorlar.
Hep gazete ya da magazin
programlarında görüyorsunuzdur,
“Üzerindekinin bedeli … TL, Sadece
kendisinde olan … ürün, dünyada
sadece 50 adet üretilen …” diye
başlayan cümleler bizi daha fazla
biricik, tek olmaya, parayla kendimizin
değerini arttırmaya yöneltiyor. Aynı
zamanda bizi özel hissettiriyor. Altı
milyar insan içinde farklı olmak için bir
şans gibi görünüyor.
Kişiliğimizde yer alan kusurları
kapatmanın bir yolu aslında alışveriş.
Yani kişiliğimizin makyajı… Hele
hala Nasreddin Hoca’nın dediği
gibi “Ye kürküm ye” dünyasında
yaşadığımız düşünülürse insanların
birçok ihtiyacından kısıp fark edilmek
istemeleri çok doğal. Artık kişilik
özelliklerimiz; konuşkanlığımız,
espritüelliğimiz, yardımseverliğimiz,
çalışkanlığımız ikinci planda kalıyor.
Giyimimiz, telefonumuz, evimiz bunların
önüne geçiyor. Karanlık bir perde gibi
siz konuşurken, kişiliğiniz göstermeye
çalışırken, yaptıklarınız anlatmaya
çalışırken engel oluyorlar. Gerçek
ben gidiyor, geriye benim olan şeyler
kalıyor…
Gerçek beni bulmak için, alışveriş
bağımlısı olarak psikoloğa gelen
insanların kendilerine verdikleri değer
arttıkça dışarıya yaptıkları yatırım
azalıyor. “Ben değerliyim ve bu
değeri arttırmak için taşlara, süslere
ihtiyacım yok diyenler” mutlu oluyor. Bir
terazi gibi. Her iki tarafı dengelemek
çok önemli. İhtiyaçlar ve kontrol.
İhtiyaçlarımızı düşünüp kontrolümüzü
arttırdığımızda nefsimiz de güçleniyor.
Bizi alışverişe iten zayıflıklarımızla
mücadele ediyoruz.
Kendimize veremediğimiz değeri
başkalarından beklemek; “Kıyafetimi
beğendiler mi acaba, beni gördüler
mi, benim telefonumdan bak kimsede
yok, en güzel ev benim, bu bir tek
bende var, şu çantayı alsam herkes
bayılır” gibi cümleler ne kadar dışa
bağımlı yaşadığımızı, insanların ilgi ve
onayına ne kadar muhtaç olduğumuzu
bize gösteriyor. İşin en zor ve
çözülemez tarafı ise bu düşüncelere
sahip ebeveynlerle büyüyen çocuklar.
Biricik olmak için elde edilecek tek yol
maddiyat gibi görüyorlar ve gerçek
değerlerimizi yitiriyorlar. İşte o zaman
“Eskiden insanlar böyle değildi” diye
cümleler kuruyoruz.
Şimdi arkanıza yaslanın ve düşünün,
en son ne zaman geçekten kendinizi
sevdiniz ve başkalarını dediklerini
önemsemediniz? En son ne zaman
gerçekten ihtiyacınız olan bir şey alıp
onu başkalarınınkiyle kıyaslamadınız?
Sizin için en önemli fark edilmek mi
yoksa fark etmek mi? Bu sorulara
verdiğiniz cevaplar kendinizle ne kadar
ilgilendiğiniz gösteriyor. Unutmayın
en çok ilgiyi kendinize yine siz
verebilirsiniz, kendinizi dinleyin…
Alış:)
veriş:(
psikolojisi
Birçoğumuz için artık alışveriş bir alışkanlık, hatta alışveriş
merkezleri olmazsa olmaz. Bundan 20 sene önce insanlar hafta
sonu ne yapıyordu acaba?
1...,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55 57,58,59,60,61,62,63,64,65,66,...140