Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Bursa’ya yaraşır bir “mavi rekor”

Record Holder Logo

Bursa’da 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları bu yıl beraberinde tarihe geçen bir rekor da getirdi. Tüm dünyaya “sonsuza dek barış” mesajı vermek isteyen 460 gönüllü, Bursa’da barışın sembolü olarak anılan Mudanya’da bir araya geldi ve oluşturdukları “dünyanın en büyük barış simgesi” ile Guinness Rekorlar Kitabı’ndaki yerini aldı.  

Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözlerinden yola çıkılarak başlayan Barış Sembolü organizasyonunda; aylarca yapılan hazırlıklar, alınan güvenlik önlemleri, orada bulunarak ya da uzaktan emek veren, desteğini esirgemeyen yüzlerce gönüllünün çabası, saatler süren bekleyiş yalnızca 5 dakika içindi. Guinness hakemleri, deniz üzerinde beş dakika boyunca bozulmadan duran barış sembolünü görüp onayladı ve bu an; dünya çapında bir rekorla taçlandı, tarihe geçerek ölümsüzleşti. Mesleki kariyerlerini, özel hayatlarını karada bırakarak suyun içinde barış için tek yürek olan barış sevdalıları, Bursa’yla anılacak onur verici ve unutulmaz bir ana imza attı.

Peki, her şey nasıl başladı? Tüm bu organizasyon, bir anda tek bir amaç için buluşan yüzlerce kişi ve tarihe geçen bu başarılı rekor denemesi kimin fikriydi? Aslında tüm olan biten Bursalı bir fotoğraf sanatçısı olan Cumhur Aygün’ün hayaliydi. O her fırsatta “bu herkesin başarısı” dese de, önderliğinde gerçekleşen bu etkinliği uzun zamandır planları arasında yer alıyor ve gerçeğe dönüştürmek için fırsat kolluyordu. Daha önce İzmir, Bursa, İstanbul ve Ankara’da binlerce kişiyle gerçekleştirdiği Atatürk portrelerinde de imzası bulunan Aygün; bu kez Atatürk portresiyle değil, “onun” tarihe geçen bir sözünden yola çıkarak büyük ses getiren bir çalışmaya daha imza attı.

Cumhur Aygün’ün barış sembolü ile ilgili projesi aslında daha kapsamlı ve uluslararası boyutlardaydı. Aklında barış sembolünü karada, parça parça olarak ve 5 kıtadan insanları bir araya getirerek yapmak vardı. Böylece beş dünya ülkesinden bir barış işareti oluşturmayı; farklı renkte, ırkta, dilde insanları tek bir amaç altında buluşturmayı ve “dünyada barış” mesajı vermeyi hedefliyordu. Mudanya Belediyesi’nin talebi üzerine planı şekil değiştirdi ve karada yapılması planlanan barış işaretinin su üzerinde yapılmasına karar verildi. “Sonsuza dek barış” dilekleri, Kumyaka sahilinden Marmara Denizi’ne karışacak, -her şey planlandığı gibi giderse- Bursa tüm dünyanın gözünde “barış”ın simgesi olarak anılacaktı. Yer olarak önce Mudanya Mütareke Binası’nın hemen arkası düşünüldü. Herkes, bu tarihi binanın yıllar yılı sakladığı, biriktirdiği anılarıyla barışın başkenti Mudanya’da böyle bir organizasyonun yapılabileceği en anlamlı noktalardan biri olduğu konusunda hemfikirdi. Ancak binanın bulunduğu bölge rüzgârın geliş yönü, açık denize bakıyor oluşuyla çok fazla dalga oluşması ve bu durumların yarattığı güvenlik açığı nedeniyle uygun görülmedi. Güvenlik konusunda bir sorun teşkil etmese de görüş açısının uygunsuzluğu, oluşan sembolün görülmesini engelleyecek ve organizasyonu dışarıdan izleyenler için sıkıntı verici bir durum oluşacaktı. Biraz araştırmanın ardından Kumyaka’nın her türlü hava şartında son derece uygun olduğuna karar verildi ve su üzerinde kırılması hedeflenen rekor için bu bölge seçildi. O günkü hava koşullarında herhangi bir aksilik olması ihtimaline karşılık, sahilin bir kısmında bulunan ve belirlenen kişi sayısını karşılayabilecek bir kara bölgesi temizlendi, gerek duyulduğunda kullanılmak üzere hazırlandı. Yer belirlendikten sonra rekor hedefine yönelik araştırmalar başladı. “Daha önce su üzerinde kaç kişi ile böyle bir organizasyon yapıldı?”, “Kaç kişi ile yapılırsa bu rekor kırılabilir?”, “Rekorlar Kitabı’na girmek için prosedürler nelerdir?” gibi soruların cevapları peşine düşüldü. Guinness’in sayfalar dolduran ağır şartları, yerine getirilmesi gereken yükümlülükleri incelendi; tüm maddeler tek tek uygulanarak bütün detaylar halledildi. Daha önce bir Arap ülkesinde su üzerinde benzer bir deneme yapılmıştı. Ancak bu etkinlik, 261 kişiden oluşturulan bu sembol hakkında basında ya da sosyal medyada çok fazla bilgi yer almadığı için pek duyulmamıştı. Arap ülkesindeki çarşaf gibi suya karşılık bizim ülkemizdeki en derin olmayan yerin 1,5 metre oluşu durumu biraz zorlaştırıyor gibi görünse de tüm şartlar yerine getirildi, organizasyonda olması gereken hiçbir ayrıntı atlanmadan, en ince noktasına kadar düşünülerek tüm hazırlıklar yapıldı. Katılım için çağrı ise bugünün en büyük gücü olan sosyal medya üzerinden gerçekleştirildi. Bu etkinlikten haberdar olan on binlerce kişi başvuru yaptı ve bu tarihi anda orada olmak istedi. Yüzme bildiklerini ve bu duruma engel herhangi bir sağlık problemine sahip olmadıklarını ispatlayan kişiler arasından 460 kişi seçildi. Her ne kadar hem Guinness prosedürleri hem de güvenlik gereği organizasyon alanında dalgıçlarla, cankurtaranlara, sağlık ekipleriyle fazlasıyla önlem alınsa da bu büyük organizasyonda hiçbir şey şansa bırakılmadı.

Rekor günü yaşanan her anda “heyecan” vardı

Yalnızca 5 dakikalık bir süreç… Organizasyon gününde Kumyaka sahilinde kurulan 40 metrelik platformda, can yelekleriyle dizilip barış sembolünün bir parçası olmak için heyecanla bekleyen 460 gönüllü… Etkinlikteki her detayın resmi kurallara uyduğunu onaylayan, su üzerinde beş dakika boyunca sürekliliği sağlanan barış sembolüne şahitlik eden bir de Guinness temsilcisi… Ancak her şey bu onayla da bitmiyor. Girişler, çıkışlar kayıt ediliyor; oluşturulan sembolün fotoğraf ve video kayıtları alınarak İngiltere’ye, Guinness merkezine ulaştırılıyor. Merkezden incelenen belgelerin, kayıtların doğruluğu organizasyon günü orada olan hakeme onaylatılıyor ve ancak o zaman Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazanılıyor. Tüm bu zorlu süreçleri atlatmayı başaran 460 kişilik barış sembolü de böylece dünyada su üzerinde en çok kişiyle yapılan ve en büyük barış sembolü olarak tarihe geçiyor. O gün o suyun içinde olanlar da, karada kalıp her şeyi uzaktan görenler de; yapılan canlı yayınlarla bambaşka şehirlerden hatta ülkelerden o anı gözünü kırpmadan izleyenler de tek bir yürek oluyor. Herkes, Bursa’dan tüm dünyaya ulaşan barış seslerinin, “sonsuza dek barış” temalı bu anın ve Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünün yankılarını duyuyor ve orada olmasa bile o anın bir parçası hissediyor. Kumyaka sahilinden Marmara Denizi’ne barış, sevgi ve kardeşlik dolu temenniler bırakılıyor ve bu mesajlar bir anda tüm dünyaya ulaşıyor.

Organizasyon tecrübeli bir ekibin işi

Bu işin içinde birçok ismin olduğunu dile getiren Cumhur Aygün, tek bir kare fotoğrafla, Bursa’dan tüm dünyaya yayılan bu barış mesajında en büyük gücün sosyal medya olduğuna inanıyor. Organizasyonun ve verilen emeklerin, internet üzerinden yapılan ve hızla yayılan paylaşımlar, fotoğraflar, videolar sayesinde hak ettiği ilgiyi gördüğünü düşünüyor. Bursa dışından birçok gönüllünün de katıldığı organizasyonda, daha önceki çalışmalardan tecrübe kazanan birçok isim var. Örneğin Bursa’daki tanınmış fotoğrafçıların büyük bir kısmı bu organizasyonun içinde yer alıyor. Yaptığı, su üzerindeki bu ilk denemeyle Bursa’nın görkemli tarihine bir anı daha eklenmesine vesile olan Cumhur Aygün, bu sıra dışı çalışmalarından ilkini İzmir’de yaptı. İzmir Konak Meydanı’nda 2400 kişiyle can bulan Atatürk portresi, o gün orada bulunanlara hala tarif edemedikleri buruk bir mutluluk bıraktı. İlk kez yapılan bu organizasyonun tarihi de bu duygu yoğunluğunu tetikledi. 10 Kasım’da Ata’yı anmak için toplanan binlerce insan ve ortaya çıkan bir Atatürk portresi… Ancak daha sonra 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Bursa’da ve bu kez imzasıyla birlikte yapılan Atatürk portresi, hem daha deneyimli hem de bayramın da etkisiyle daha coşkulu ve mutlu insanları bir araya getirdi. Fenerbahçe Stadyumu’nda 1907 çocukla yapılan Atatürk imzasının ardından en son olarak 6000 kişinin ve Genelkurmay Başkanlığı’nın desteğiyle Anıtkabir’de Atatürk’ün imzasıyla birlikte portresi yapıldı. Cumhur Aygün’e göre bu, Atatürk portresi için yapılabilecek en son yer, gelinebilecek en son nokta. Bu etkinliğin yapıldığı bölgeye, tanıtılmış olması dışında başka faydaları da var. Örneğin Bursa Nilüfer ilçesindeki Atatürk portresi oluşturulmadan önce 5990 kişinin zorluk yaşamadan, planlara uygun olarak kendilerine gösterilen yerlere yerleştirilebilmesi için tüm bölge temizlenmiş ve hatta şu anda otopark olarak kullanılıyor.

Bundan sonra neler olur, Cumhur Aygün ve her geçen etkinlikte sayısı biraz daha artan gönüllüleri karşımıza ne gibi sürprizlerle çıkar bilinmez. Ama Aygün, bu konudaki planlarından biraz bahsediyor ve uluslararası platformlarda yapmayı düşündüğü projelerin müjdesini veriyor. Örneğin uzun zamandır aklında dünyanın dört bir yanından insanları bir araya toplayarak, dünyaca ünlü ressamların bilinen portrelerini oluşturmak varmış. Bir de Tuz Gölü üzerinde semazenlerle birlikte Mevlana portresi projesi. Türkiye’ye oranla yurtdışında bu tarz bir etkinliği daha fazla kişiyle yapma imkânının oluşu biraz da her ülkede oldukça büyük meydanların bulunmasından ve bu meydanların alışveriş merkezleriyle doldurulmamasından kaynaklanıyor.

Mudanya Belediyesi’nin, Bursalı fotoğraf sanatçısı Cumhur Aygün’ün sunduğu bu fikri değerlendirdiği gibi yerel belediyelerin desteklediği projelerle Bursa’da kim bilir daha ne rekorlar kırılacak. Kumyaka’daki barış temasıyla kırılan dünya rekorunu zorlayıp, karada ve su üzerinde daha çok proje gerçekleştirerek her etkinlikte daha çok gönüllüyü aynı duygular ve amaçlar için bir araya getiren nice organizasyonlar, planlar ve projeler hayata geçecek.

Başa dön tuşu