Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Köprüden gelen sanat esintisi

Irgandı Köprüsü, Mustafa Mesut Şık, Şubat 2014
Irgandı Köprüsü, Mustafa Mesut Şık, Şubat 2014

Ne doğal felaketlere, savaşlara direndi de her seferinde yeniden doğdu, yaralarını sardı ve 572 yıl boyunca ayakta kalmayı başardı. Dünyadaki 4 “çarşılı köprü”den biri, Gökdere’nin kıymetlisi Irgandı Köprüsü; konumuyla hem iki ilçeyi birbirine bağlıyor hem de yaşanmışlıklarıyla, kentin geçmişiyle olan bağını koruma görevini üstleniyor.

Irgandı Köprüsü, Engin Çakır
Irgandı Köprüsü, Engin Çakır, Mart 2006

Gökdere’nin üzerinde boylu boyunca uzanan, sarı rengin en canlı tonuyla boyandığı hayat dolu duvarlarıyla Irgandı Köprüsü; daha uzaktan, onu gördüğünüz anda yanına çağırır sanki sizi. Ona yaklaştıkça “Sana anlatacağım çok şey var” dediğini duyar gibi olursunuz. Köprünün hemen başında duran tabelalarda yazılanları çabucak okur bitirirsiniz de, köprüyü ve tarihini içerideki zanaatkârlardan dinlemek; onlarla, sanatla tarihi bir araya getiren bu görkemli yapının huzurlu ve mistik havası hakkında keyifli sohbetlere dalmanın tadına kolay kolay doyamazsınız.

Irgandı Köprüsü, Ali Yıldız
Irgandı Köprüsü, Ali Yıldız, Kasım 2011

572 yıldır geleni geçeni sevgiyle kucaklayan, bugün el sanatı ustalarına ev sahipliği yapan Irgandı Köprüsü, Bursa’nın tarih ve kültüründen bahsedilen hoş sohbetlere dalmak, sanatla iç içe bir zaman yolculuğuna çıkmak isteyen Bursalıların uğrak mekânı aynı zamanda yerli-yabancı turistlerin gözdesi… Evliya Çelebi’nin, Seyahatname’sinde övgülerle anlattığı, varlığı hakkında dilden dile aktarılan efsanelerin konuşulduğu Irgandı Köprüsü; yaşadığı onca yıkımdan, geçirdiği bir dizi restorasyondan sonra 2004 yılında bugünkü görünümüne kavuştu. Hem sanat, hem tarih, hem mucizelerle dolu bir yer Irgandı Köprüsü. Görünümüyle büyülediği, kendine hayran bıraktığı gibi dünya çapında bir ünü de var. Bulgaristan’ın Lofça kentindeki Osma Köprüsü, İtalya’nın Floransa kentindeki Ponte Vecchio Köprüsü ve Venedik’teki Rialto Köprüsü ile birlikte, dünyada “çarşılı köprü” olma özelliğine sahip 4 köprüden biri. Ayrıca diğerlerinden çok daha eski. Köprü 15. yüzyılda Irgandılı Pir Ali olarak anılan bir beyin oğlu Hoca Müslihiddin tarafından yaptırılmış. Mimarı ise Abdullah oğlu Timurtaş’mış. Ancak köprünün başındaki bilgilendirme tabelalarında da bulunan “Evliya Çelebi Meseli”ne göre köprünün varlığını, dinleyenleri hayretler içinde bırakan bir hikâyeye borçluyuz. Tüyler ürperten efsaneye göre Orhan Gazi Bursa’yı fethettiği sırada, askerlerden biri tam da bugün bu köprünün bulunduğu yerden yükselen bir ses duymuş. Ses “Çıkayım mı? Geleyim mi?” diyormuş. Yiğit asker ise kılıcına davranmış ve gizemli sese “Çık bakalım ne yapabilirsin?” diye karşılık vermiş. Kılıcını sesin geldiği yöne doğru sallamasıyla birlikte büyük bir gürültü kopmuş ve “ırgalanan” (sallanan) yerden kıymetli bir hazine çıkmış. Aşağıdaki dere bir anda altınlarla, sikkelerle dolmuş. Askerin heyecanla koşup durumu anlattığı Orhan Gazi askere Bursa’da hayır yapmasını emretmiş. Hazinenin onda birini devlete bağışlayan asker, kalanıyla orada bir köprü yaptırmış ve adını da hazinenin ortaya çıktığı gibi “sallanan, yerinden oynayan” anlamına gelen “Irgandı” koymuş. Varlığıyla Osmangazi ve Yıldırım ilçelerini birbirine bağlayan Irgandı Köprüsü, hakkında anlatılan bu efsaneyle de Bursalıları gizemli tarihine bağlıyor. Her ne sebeple yaptırılmış olursa olsun, varlığı Bursa için hem kültürel, hem tarihi hem de mimari açıdan büyük bir değer taşıyor.

Irgandı Köprüsü popart
Irgandı Köprüsü popart

Irgandı Köprüsü yıllar boyunca birçok talihsizlik yaşadı. Önce Bursa’nın gördüğü en büyük felaketlerden biri olarak tarihe geçen 1855 depreminde ciddi anlamda hasar gördü. Günümüze ulaşan tarihi kaynaklara göre üzerinde 31 dükkân, 2 depo ve bir mescit bulunuyordu. Geçirdiği son restorasyondan sonra kavuştuğu bugünkü görünümü ise depremden önceki görünümüne en yakın hâli. Daha önce “taş ve tuğladan yapılmış olan” anlamına gelen kâgir ya da kargir olarak adlandırılan arasta yapı, Kurtuluş Savaşı sırasında da Yunanlılar’ın şehirden kaçarken attığı bombalara maruz kalarak, orta yerinden yara aldı. 1949 yılında Haşim İşcan’ın Bursa Valisi olduğu dönemde beton olarak ve asıl yerinden 60 cm daha yükseğe yeniden inşa edildi. Köprüyü özgün mimarisine tam anlamıyla geri döndürebilmek elbette mümkün olmadı ama daha önce kullanılan malzemeye en yakın malzemeler kullanılarak, en azından varlığını korumak için büyük çaba harcandı. Köprü bugüne dek yalnızca deprem, savaş gibi felaketler sonucunda değil, iyi niyetlerle de olsa yapılan beton ve asfalt kaplamalar nedeniyle de yıkıcı zararlar gördü. 1988 yılından itibaren yapılan bireysel ve kurumsal çalışmalarla 2002 yılında başlayan son restorasyondan sonra köprü 2004 yılından itibaren bugünkü haline kavuştu. Yaklaşık 10 metre genişliğindeki köprünün iki tarafına karşılıklı ahşap tasarımlı dükkânlar yapıldı. Ortasındaki yaklaşık 3 metre uzunluğundaki yolun üzerinde 6 metre yüksekliğinde bir tavan bulunuyor.

Uzun süren çalışmalar, görüşmeler ve tartışmalar sonucunda; köprünün kâr amacı gütmeyen, yalnızca turistik ve tarihi yapısını korumak amacı taşıyan, bir sanat köprüsü haline getirilmesine karar verildi. Osmangazi Belediyesi, TURSAB ve GÜMTOB’un da dâhil olduğu çalışmalarla hem yerli ve yabancı turistler için ilgi çekici hem de köprü adına işlevsel sonuçlar elde edildi. Bugün üzerinde bulunan ebru, çini, hat, minyatür, ahşap oymacılığı, nakkaşlık gibi Türk el sanatlarını yaşatan dükkânlarıyla sahip olduğu manevi değeri, her türlü maddi değerin çok üzerinde. Köprünün “Irgandı Sanat Galerisi” tabelasını görebileceğiniz bir ucundan, diğer ucunda bulunan Kayıhan Mahallesi Muhtarlığı’na kadar atacağınız her adım, sizi Bursa’nın kültürel ve tarihi değerlerine biraz daha yaklaştırıyor. Köprüde sanat atölyeleri ve türlü sanatların icra edildiği samimi dükkânlar dışında durup dinleneceğiniz ya da oturup çayınızı yudumlarken etrafı izleyebileceğiniz birkaç kafe de bulunuyor. Bir kültürün doğuşunu, gelişimini, değerlerini tanıyıp sanki o tarihlerde yaşamışsınız gibi hissettiren son derece özel bir yapı Irgandı Köprüsü. Üzerinden geçenlerin hayranlığını gizleyemediği ve üzerinde emeği geçenlerin yapının hak ettiği değeri tam anlamıyla görebilmesi için her zaman daha fazla neler yapılabileceğini düşündüğü kıymetli bir hatıra… Bir akşamüstü Irgandı’da ya da civarındaki Irgandı Köprüsü manzaralı kafelerden birinde oturup onu izlemek de ayrı bir keyif; kendinizi, sizi şefkatle kucaklayan kollarına bırakıp, yaşanmışlıklarını düşünerek, aydınlattığı tarihin yolunda kaybolup gitmek de…

Her kentin kendine has kültürel değerleri, farklı farklı hikâyelere sahip binaları olur. Ama Bursa’nın her köşesinde, binasında, duvarında; tarihini bilenin anlatmaya, merak edenin dinlemeye doyamadığı efsaneler gizlidir. Araştırdıkça daha fazlasını bulmanın, öğrenmenin, Bursalı olmakla gurur duymanın sonu yoktur. Bursa’nın en bilge, en hareketli ve en renkli köprüsü yalnızca yolları birbirine bağlamıyor; aynı zamanda ziyaretçilerini Bursa’nın gizemli tarihine mistik bir yolculuğa çıkarıyor…

Yazı: Ferhan Petek
Başa dön tuşu