Ele güne karşı 44 senelik efsane…

 

“Ele güne karşı” bildiklerini yaparak, “Diday Diday Day” nağmeleri ile başlayan hikâyelerinde, “New York sokakları”ndan “Buselik makamı”na şarkılar besteleyen, “No Problem” deyip “Vak the Rock”a varabilen, “Bazen” herkesten farklı olabilip “Deli Deli” gezebilen, “Bodrum Bodrum” ile biraz deniz biraz uyku diyerek tüm isteklerini ortaya koyan, “Kelimeler kâfi” gelmeyince “Bu sabah yağmur var İstanbul’da”yı dillendiren MFÖ; “Gözyaşlarımızı bitti mi sandın” diyerek yıllar boyu “Güllerin içinden” aşklarını anlattı bizlere. “Peki peki anladık” desek de “Tam ortasındayım” dediler ve hayatımızın tam ortasına kuruldular. En sonunda anladık ki bu uslanmaz “sufi” adamlar, “Yalnızlık ömür boyu…” diye seslenseler de bize, “Sarı Laleler”in kokusunda bizi yalnız bırakmadılar. Ve 44 yıldır hiç yetinmediler ve bize hep şu sözü söylettiler: “şeytan tüyü var bu hınzırların…”  

Eurovision’da isimlerini telaffuz edemeyen sunucu tarafından MFÖ ilan edilen Türk müziğinin ayrılmaz üç sesi Mazhar Fuat Özkan, 40 yılı aşkın birliktelikleri ile Türk müzik yaşamının en güzel başarı öyküsü… Tümüyle kendilerine ait söz ve bestelerden oluşan albümleri, yurtiçi ve yurtdışı konserlerindeki performansları, her biri aklımıza kazınan şarkı sözleri, Türk müziğine getirdikleri yenilikler ve aldıkları sayısız ödüller ile 44 yıllık bir resmin parçaları olan Mazhar Fuat Özkan, Türkiye’de pop müzik tarihinin hep simgesi oldu.

1966 yılında Fuat Güner’in elindeki “The Beatles” plağını gören Mazhar Alanson plağı beraber dinlemeyi teklifi edince, Mazhar ile Fuat tanışmış oldu ve hikâye başladı. İkili öncelikle “Kaygısızlar” isimli grupla çalıştı. Kadrosunda Ali Serdar, Semih Oksay ve Fikret Kızılok gibi isimleri barındıran grup daha sonra Barış Manço ile de çalışmaya başladı. Bu arada da Özkan Uğur, Kurtalan Ekspres, Erkin Koray, Ersen ve Dadaşlar gibi isimlerle de ortak paydalarda buluştular.

MFÖ’nün MF’si 1971 yılında içerisinde “Güllerin İçinden”in ilk halini de barındıran “Türküz Türkü Çağırırız” isimli bir albüm çıkarttı. Aynı yıl Özkan Uğur’un da gruba katılması ile “MFÖ”nün 40 yılı aşan birlikteliklerinin de temeli atılmış oldu. MFÖ’nün müzik dünyamız için yaptığı ilk devrim ise, Türkiye’de yapılmış ilk video-klip çalışmasını gerçekleştirmekle oldu. İlk video-klip, 1970‘li yılların ortalarında “İpucu 5”lisi olarak çıkardıkları albümden “Heyecanlı çok heyecanlıyım” isimli parçaya çekildi. MFÖ’nün sesini yükseltip toplumun tamamıyla tanışması ise 1984 yılında “Ele Güne Karşı” albümüyle oldu. “Ele Güne Karşı” o sene yılın şarkısı seçildi. Yılın şarkısının rüzgarını peşi sıra albümler izledi ve sırasıyla; 1985 yılında “Aşık Oldum” ve “Peki Peki Anladık”, 1986 yılında “Vak The Rock”, 1987 yılında “No Problem”, 1989 yılında “Best of MFÖ”, 1990 yılında “Geldiler”, 1992 yılında “Agannaga” ile “Dönmem Yolundan” ve 1995 yılında Rock altyapılı albümleri “M.V.A.B” (Mazeretin var asabiyim ben) çıktı piyasaya…

1985 ve 1988 yıllarında sırasıyla Diday Diday Day ve Sufi şarkılarıyla ülkemizi Eurovision şarkı yarışmasında başarı ile temsil ettiler. Bu yarışmalarda Olivia Newton John ve ABBA gibi isimlerle yarışırken, isimlerini telaffuz edemeyen sunucu, bilmeden de olsa gruba isim babalığı yapmış oldu. Grubun kısa ismi o gün oluştu: MFÖ(EM EF Ö)…

MFÖ üyeleri solo albüm çalışmaları dışında da; film, tiyatro, reklam ve TV dizilerinde önemli işlerin altına imza attı. Fakat solo çalışmaları olmasına rağmen hiçbir zaman tek başlarına sahne performansı sergilemediler. Sahnede hep MFÖ vardı. Collection, MFÖ ve en son AGU albümleri ile son dönem başarılarını perçinleyen MFÖ, yaptıkları her iş ile müzik piyasasının zirvesine çıkmayı hep başardı. Televizyon dizilerinde ve reklamlarda sıkça görünür oldular, başarılı sinema filmlerinde önemli rollerin hakkından gelen yine onlar oldu.

Yazı ve fotoğraflar: Engin Çakır
Başa dön tuşu