83
Makedon garnizonu şehirde kalacak
ve yıllık vergi olarak 4000 atın yanı
sıra 100 talent altın vereceklermiş.
13. yüzyılda ise, Selçuklu Hükümdarı
I. Alaeddin Keykubat’ın hükümdarlığı
sırasında tamamen restore edilmiş
olan şehir ve tiyatro, Selçuklu tarzında
zarif çinilerle süslenmiş ve saray olarak
kullanılmış...
Aspendos en parlak dönemine ise M.S.
ikinci ve üçüncü yüzyıllarda ulaşmış...
Bugün hala bu bölgede görülebilen
anıtsal mimarinin büyük bölümü bu altın
çağda yapılmış. Şehir kıyıda olmasa
da, Eurymedon (Köprüçay) Nehri’nin
kenarında bulunması gemilerin şehre
ulaşımını mümkün kılmış ve bu ulaşım
imkânı, Aspendos’un arkasında yer
alan verimli ova ve sık ormanla örtülü
dağlarla birlikte şehrin gelişiminde
belirleyici etkenler olmuş. Şehirde
dokunan altın ve gümüş işlemeli duvar
halıları; mısır, gül ve limon ağacından
yapılmış mobilyalar, heykelcikler;
yakındaki Kapria Gölü’nden elde edilen
tuz, şarap ve özellikle Aspendos’un
meşhur atları Aspendosluların medar-ı
iftiharı olmuş… Üzüm yetiştirmekle
ve şarap tüccarlığı ile tanınmış
olsalar da dini törenlerinde tanrılarına
şarap sunmayan Aspendoslular,
bunun sebebini “Eğer şarap yalnızca
tanrılara ait olsaydı, kuşlar üzümleri
yemeye cesaret edemezlerdi” diyerek
açıklamışlar...
Yukarı bölümünde 21, aşağı bölümünde
20 oturma sırası var Aspendos’ta.
Tiyatronun oturma kapasitesini kesin
olarak belirlemek imkânsız olsa
da 10.000 – 12.000 kişilik oturma
kapasitesine sahip olduğu söyleniyor.
Son yıllarda düzenlenen Antalya
Film ve Sanat Festivali kapsamında
tiyatroda verilen konserlerde tiyatroya
20.000 seyircinin alınabildiği görüldü.
Geçtiğimiz yıllarda yüksek bilet fiyatları
ile gösteriler ağırlayan Aspendos,
tarihte de ücretliymiş… Tiyatroda bir
gösteri sergilemek için hiçbir ücret
talep edilmezmiş. Gerekli yapım
maliyetlerinin bir kısmı kamu kuruluşları
tarafından karşılanırmış ancak gösteri
bittikten sonra elde edilen karın bir
kısmı bu kuruluşlara geri dönermiş.
Oyunları izlemek ya da yarışmalara
girmek isteyen biri, ücret ödemek ya
da bilet almak zorundaymış. Biletler
metalden, fildişinden, kemikten ya
da çoğu zaman pişmiş kilden yapılır;
bir yüzünde resim, diğer yüzünde ise
oturma sırası ve numarası yazılırmış…
Elbette Aspendos’un değerini hiçbir
bilet kesemez ancak destansı geçmişi,
onu Türkiye’nin çok önemli bir mirası
kılmaya yeter de artar bile...
1...,75,76,77,78,79,80,81,82,83,84 86,87,88,89,90,91,92,93,94,95,...132