107
Rotamızı Macaristan’ın
başkentine, Tuna Nehri
boyunca sıralı onlarca
şehirden en alımlısına,
temanın hakkını fazlasıyla
verecek bir kadına, gecelerin
ışıltılı kraliçesi Budapeşte’ye
çeviriyoruz.
Tarihle aranız nasıl?
Macar tarihinin tozlu
sayfalarına girmek niyetinde
değilim. Ama şehri tanımak
ve anlayabilmek için biraz
tarih iyidir. Mesela henüz
birleşip Budapeşte olmadan
önce Budin ve Peşte’nin
-yani Tuna’nın iki yakasındaki
biri dağlık diğeri düzlükte
kurulu iki şehrin- Kanuni
tarafından fethedildiği
1526’dan 1686’ya neredeyse
bir buçuk asır Osmanlı
hâkimiyetinde kaldığından
bahsetmeli. Sonrasında
toparlanma ve aydınlanma
çağında Macaristan Krallığı
ve 19.yüzyılda Avusturya-
Macaristan İmparatorluğu
yıllarında ikinci başkentlik.
20.yüzyılda kaybedilen
1.Dünya Savaşı. 1944-1945’te
yaşanan Yahudi Soykırımı
ve akabinde 2.Dünya
Savaşı esnasında önce
İngiliz ve Amerikan hava
saldırıları, sonrasında Alman
bombardımanı ile harabeye
dönen bir şehir olduğundan.
Çok yıkım ve acı yaşamış
bir kadın Budapeşte. Yıkılıp
yeniden ayağı kalkmış her
We veer into the capital of
Hungary, the most alluring one
of the dozens of cities lined up
by the Danube, the lady that will
certainly live up to the theme,
the shining queen of the night;
Budapest.
How good are you at history?
I will not delve into the dusty
pages of Hungarian history. But
it is always necessary to know
some history to understand
a city. For example, I need to
mention; before it joined to
form Budapest, Buda and Pest
– two cities, one hilly the other
on a flat terrain – were under
the Ottoman rule from 1526,
when it was conquered by the
Sultan Suleiman, until 1686;
almost one and a half century.
Later on in the resettlement
and renaissance period under
the Kingdom of Hungary and
by the 19th century, it was a
second capital of the Austrian-
Hungarian Empire. The 1st World
War (WW1) defeat in the 20th
century. The Jewish Genocide in
1944-1945 and followed by the
aerial attacks first by the British
then by the Americans during the
2nd World War (WW2), and the
bombing by the Germans leaving
the city in ruins. Budapest is
a woman who experienced a
lot of pain and suffering. Each
time she resurrected. The city,
almost leveled to the ground,
recuperated during the long
iron curtain period after the
Hungarian Revolution was
crushed by the Soviet troops.
From the 60s until the 80s,
Budapest was the “happiest
barrack” of the Eastern Block.
When the iron curtain started