Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Zamanın “tuş ettikleri”

 

Daktilo

Yıllarca insanlara zaman kazandırdı daktilolar… Şimdilerde ise klavyeye teslim olmuş, kazandırdıkları zamanın içerisinde kayboluyorlar. Şaryo seslerinin yankısında ritmik bir hikâyeydi daktilonun yazısı. En önemli satırları hep daktilolar yazmıştı. 

Şaryo sona gelir ve son harfle birlikte zil sesi duyulur, bu size satır sonuna geldiğinizi ve kol atmak zorunda olduğunuzu anlatır. Elleriniz biraz yorgun da olsa ritimli daktilo tuş sesleri sizi masa başında alıkoyar. Kalkıp gitmek istemezsiniz. Satırlara doğru cümleleri koyana dek, anlatmak istediklerinizi oraya dökene dek vazgeçmezsiniz. Şerit sıkışır bazen, eller biraz mürekkep oluverir. Her yer sessizdir ve tek ses ondan çıkar sanki. Kimi zaman serçe parmağınızla uzanamadığınız büyük harf tuşu yüzünden yazım hatası yaparsınız. Kimi zamansa bunu telafi edebilmek için kimseye hissettirmeden işaret parmağınızla basarsınız büyük harf tuşuna küçük bir hınzırlıkla. Asla daktiloya bakılmaması gerekirken ara sıra göz ucuyla baktığınız için kötü hissedersiniz kendinizi. Fakat şunu bilirsiniz, yazı yazmanın tadı daktilonun sesinden ve mürekkebinden geçer…

Daktilo, Engin Çakır

Daktilolar tarih boyunca onca yükü sırtında taşıdı. Çok çalıştılar; birçok kitap onlar sayesinde ortaya çıktı. Çok önemli anlaşmalar, sözleşmeler, devlet sırları, yazışmalar, hepsi daktilo tuşlarının kâğıda bıraktığı izlerle hayat buldu. Birçok şair, yazar ya da kâtip bu eski dostla anlattı tüm derdini. Özellikle edebiyat ile her zaman örtüştü daktilo. Kalem yazdı, karaladı; daktilo ise tuşladı, rötuşladı… İlk yapıldığı 1829 yılında elden daha yavaş yazıyordu. İsmi ise Tipograf’tı. Daha sonra gerçekleşen denemelerle giderek hızlandı ve insanlara onlarca vakit kazandırdı. 1868’de ilk pratik daktilo yapıldı. 1878’de ise daktilo bir dikiş makinesinin üzerine yerleştirilmişti. Şaryo dikiş makinesinin pedalına benzeyen bir pedalla döndürülüyordu. Silik ve büyük harf yazabiliyordu. Bu mahsurlarının yanında büyük ve pahalı olması piyasaya sürülmesine engel oldu.

Daktilo, Engin Çakır

Daktiloların yapımında görülen çeşitli kusurları yavaş yavaş düzeltilerek bugün kullanılan daktiloya benzeyen makineler yapıldı. Hatta meşhur mucit Thomas Edison, daktiloların elektrikle çalışabileceğini söyleyerek üzerinde çalışmaya başladı. Edison, çubuğun elektromıknatısla hareket ettiği elektrikli daktilo makinesi yaparak 1872’de patentini aldı. Çeşitli deneme ve üzerinde yapılan çalışmalardan sonra 1930 yılında seri halde elektrikli makinelerin satışına başlandı. Piyasada tutunması, seri iş yapması bunun üzerinde firmaların çalışmasını sağladı. Daktilo tarih içinde devamlı bir gelişim sergiledi. Körler için “Braille alfabesi” ile kabartma yazı basan daktilolardan günümüzdeki mekanik ve elektronik daktilolara birçok modeli çıktı. Fakat en yer edineni kuşkusuz mekanik aksamlı, bol sesli(!) olanlardı… Onlar elektriksizdi. Mekanik olarak çalışıyordu. Kuvvetle tuşa basılınca, kaldıraç tertibatıyla tuşun bağlı olduğu harfi kaldırıyor ve şeride vuruyordu. Şerit ise sarılı olan kâğıt üzerinde o harfin izini bırakıyordu. Harfler vuruldukça şaryo otomatik olarak ilerliyor; yazının düzgün çıkması şeride, vuruşun kuvvetine, tuşlara iyi basılıp basılmamasına bağlı oluyordu… Elektrikli daktilolarda ise durum biraz daha farklı…

İşleme prensibi mekanik ile aynı olmasına rağmen tuşa basıldığında harfin şeride, dolayısıyla kâğıda vurma işlemi elektrikli olarak gerçekleşiyordu.

Elektrikli daktiloların kaset şeritli ve silicili, çubuklu elektrikli daktilo, küreli elektrikli daktilo, papatya tipi elektrikli daktilo gibi çeşitleri de bulunuyordu. Ama hiçbirisi daktiloların tarihten taşıdığı hüzünlü görüntüsünü vermedi. Yazı işlerini artık klavyelere teslim eden daktilolar şu günlerde neredeyse hiç değer görmüyor. Hatta antika niyetiyle dekorasyonların bir parçası ve zihinlerde birer anı oluyor. Artık sesi çok duyulmuyor, kimsenin harfleri sıkışmıyor, silik sayfalar olmuyor, on parmağında on marifet olan daktilolar, zamanın içerisinde unutulup gidiyor…

Yazı ve fotoğraflar: Engin Çakır

Daktilo

Başa dön tuşu