Soğuk ışıklar: Ateş böcekleri

 

Ateşböceği

Bir yaz gecesi bahçenizde otururken onları seyre dalmışsınızdır. Ya da çocukluğunuzda, elinizde kavanozla peşlerine düşmüşsünüzdür. Adını duyduğunuzda aklınıza ilk gelen şey, 70’li yılların hala mırıldandığınız bir melodisidir belki. Belki de siz hiç ateş böceği görmemişsinizdir henüz…

Sayelerinde izlediğimiz eşsiz manzaralar konusunda bir fikirleri yok. Onlar sadece “doğaları gereği” bilinçsiz bir şekilde ışık üretiyorlar. Kendi aralarındaki haberleşmenin bize görsel bir şölen olarak yansıması ise tamamen planlarının dışında gelişiyor. Gelişen onca teknolojiye rağmen binlerce yıldır yapay olarak taklit edilemeyen, hayranlıkla izlediğimiz ışık dolu bedenleriyle gizemli bir doğa hediyesi… İsminde ateş geçmesine rağmen sıcaklıkla hiçbir ilgisi olmayan, aksine saçtığı ışığa “soğuk ışık” adı verilen, doğanın ışıltılı mucizeleri ateş böcekleri.

Ateşböceği

Bahar ve yaz aylarının renkli aktörleri ateş böcekleri, kısa aralıklarla yanıp sönen sarılı yeşilli ışıklarıyla binlerce yıldır bilim insanları tarafından araştırılan bir merak konusu olma özelliği taşıyor. Yapay olarak üretilmesi mümkün olamıyor çünkü enerjinin tamamını ışığa dönüştürmek, yalnızca ateş böceklerine has bir özellik. Bir ampulün bu konudaki performansı %4’te sınırlı kalıyorken, florasan ancak %10’a ulaşabiliyor. Peki insanlar bu durumun teknolojik ve bilimsel izlerinin peşinde sürüklenirken ateş böcekleri cephesinde neler oluyor? Kınkanatlı (Coleoptera) bir böcek türü olan ve “lampyridae” (ateşböceğigiller) familyasından gelen ateş böceklerinin 2000’den fazla türü arasında ışık saçmayanı yok. Bilimsel adı “lampyris noctiluca” olan ateş böceklerinin 10-20 mm arasında boyları, cinsiyetlerine göre farklılık gösteren bedenleri var. Örneğin erkekleri uçabiliyor ama dişileri kanatsız oluyor. Dişi ateş böceklerinin şekil olarak benzediği larvalarının da zaman zaman ışık saçtığı görülüyor.

Bu özellikleri ile “yıldız kurdu” olarak da anılıyorlar. Saçtıkları ışığın yanıp sönme aralıkları, erkek ve dişi ateş böceği arasındaki haberleşmenin gidişatına bağlı. Bazı durumlarda kısa, bazı durumlarda uzun aralıklarla yanıp sönen ışıkların her bir süresi başka anlamlar taşıyor. Bu konuda da ateş böcekleri hakkında derin araştırmalara girmiş olan bilim insanları, bu ışıkların aynı zamanda bir tür güvenlik tedbiri olduğu sonucuna ulaşmış. Kendilerine has şifrelenmiş ışıklandırmalarla haberleşen ateş böcekleri, karın bölümlerinde bulunan ışıkları birbirlerini olası bir tehlike anında uyarabilmek için de kullanıyorlar. Geceleri 3 saatte kadar ışık verebilen ve dişilerinin bu konudaki performansları daha üstün olan ateş böcekleri, ısırarak zehirledikleri salyangozlarla ve larvalarla besleniyorlar. Nemli bölgelerde daha çok görünüyor olmaları da bu yüzden. Parlaklıklarının sebebi kimyasal maddeler, onu yiyen bir canlının kusmasına sebep oluyor. Ateş böceklerinin bu tehlikeli özellikleri hayvanlar aleminde biliniyor olmasına rağmen, onları yemekten vazgeçmeyen inatçı kurbağaları, zaman zaman ışıklar içinde zıplarlarken görmek mümkün olabiliyor.

Ateşböceği

Enerji kaybına uğramadan, soğuk olarak ürettikleri ışığın bilimsel açıklaması ise “kütikula” adı verilen saydam bir tabakanın içindeki fotojenik hücreler ve araba farlarına benzeyen ışık yansıtıcı tabakayla açıklanıyor. Işık organlarında üretilen “lüsiferin” maddesi, oksijenle kademeli olarak yanıyor. Bu kimyasal olay ışığı meydana getirirken, yavaş yavaş oluşan oksitlenme kimyasal enerjiyi tamamen ışığa dönüştürüyor. Tüm böcek türleri gibi yumurtayla çoğalan ateş böcekleri, toprak altında ya da ağaç kovuklarında yaşayan larvalardan oluşuyor. Solunum yoluyla meydana getirdikleri doğal ışıkları, dünyanın birçok yerinde hayretle izlenen görsel şölenlere sebep oluyorlar. Örneğin Tayland’da geceleri nehir kıyısındaki ağaçların etrafında toplanıp, bir dakika da 100’den fazla kez yanıp sönerek yapay bir şimşek yaratıyorlar. Jamaika’daki ateş böceklerinin ışıkları ve parlaklıkları, metrelerce uzaklıktan geniş çaplı bir orman yangını görüntüsü verebiliyorlar. Ateş böceklerinin filmlere, kitaplara, dizilere, şarkılara, hayali karakterlere hatta “Ateş Böceği Ercan” gibi lakaplarıyla tanıdığımız ünlülere ilham oluşları, insanlar üzerinde yarattıkları mucizevi etkiye ve göz kamaştırıcılıklarına duyulan hayranlıkla da açıklanabilir. Örneğin; Reşat Nuri Güntekin’in, döneminin dergilerinde yayınlanan yazılarında kullandığı takma isimlerinden biri de “ateş böceği”ydi.

Ateşböceği

Işık üretme mekanizmaları çok hızlı çalışan bu komik yüzlü canlıların faydaları da yok değil. 1898 yılında savaş sırasında yaralanan bir askeri ameliyat etmesi gereken doktor Williams Gorgas’ın, ameliyat devam ederken ışıklar sönünce, getirilen bir kavanoz ateş böceğinin yaydığı ışık sayesinde ameliyatı tamamladığı biliniyor. Yaz gecelerini tamamlayan o müthiş manzaralarını görebilmek insanı mucizelerle dolu bir hayatın içinde olduğunu hatırlatır ateş böcekleri. Çocukluğunu, yazlıkta ateş böcekleri toplayıp doğal fenerler yaparak geçirmiş bir yetişkinin torunlarına anlatacağı “renkli” anıları olurlar bazen. Daha önce ateş böceği görmemiş olabilirsiniz ama onlarla daha yakından ilgilendikten, onlara daha dikkatli bakma fırsatı bulduktan sonra bir “ateş böceği” olmak isteyebilirsiniz. İzleyip hayran olmak bir yana onlar gibi olup ışık saçabilmek cezbedici gelebilir. Hem Tagore’nin dediği gibi, “Ne çıkar ateş böceği sansalar bizi…”

Yazı: Ferhan Petek

Ateşböceği

Ateşböceği

 

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu