Dergi Bursa Aralik 2015 - page 92

90
detay
details
Topkapı’sı olarak adlandırılan
Muradiye Külliyesi’nde.
Örneğin burada bulunan Cem
Sultan Türbesi’nin oyma çiçek
ve yaprak motifleriyle süslü
kanatlı kapılarındaki demir
kuşaklara ve kabartmalara yine
Kündekari sanatının en zarif
örnekleri eşlik ediyor.
Kentin, şahit oldukları
dönemlerin hatıralarını
geleceğe taşıyan manevi
miraslarında yaşayan bu eşsiz
sanat aslında “dekoratif amaçlı
bir doğramacılık tekniği”. Sert
ceviz ağacından, hiçbir çivi
ya da yapıştırıcı malzeme
kullanmadan, geometrik
parçaları birbirine geçirerek
yapılıyor olması ise onu diğer
ahşap sanatlarından ayıran en
önemli özelliği. Estetik açıdan
ortaya çıkan güzelliklerinin
yanı sıra sağlam oluşu ve
yapıldıktan yüzyıllar sonra
bile sağlam olarak kalabiliyor
olmasının nedeni de ahşap
parçaların iç içe geçirilerek
yapılıyor olması. Gelişmesi
Selçuklu Dönemi’ne dayanıyor
ama varlığı çok daha eski
tarihlere uzanıyor. Ortadoğu’da
başlayan, Selçuklular aracılığı
ile Anadolu topraklarına
ulaşıp burada zirveye ulaşan
Kündekari sanatı sonsuz bir
sabrın, emeğin ve akıl almaz
bir dehanın ürünü. Sadeliğiyle
dikkat çeken Osmanlı Dönemi
ahşap işçiliklerinde cami
kapıları, minberler, dolap
kapakları, vaaz kürsüleri,
pencereleri gibi detaylarda
bu sanatın etkilerini görmek
mümkün.
İç mekânlar için yapılacak
olan Kündekari’lerde daha
çok ceviz, armut, kiraz gibi
ağaçlar ve fildişi, gümüş,
sedef ve yakut benzeri değerli
malzemeler kullanılırken dış
mekânlar için hazırlanan
Kündekari’ler daha çok meşe,
tik, dişbudak, ireko, maun gibi
her türlü hava şartına rağmen
dayanıklı ve sağlam ağaçlar
tercih ediliyor. Desen olarak
1...,82,83,84,85,86,87,88,89,90,91 93,94,95,96,97,98,99,100
Powered by FlippingBook