Dergi Bursa Nisan/Mayıs 2014 - page 114

112
ve artık eskisi kadar üstün
başarılar elde edemeyen
yapımlarda yer almaya başladı.
Sinema dışında televizyon
projelerinde de ismi geçti.
70’li yıllarda, uzun süre aynı
hayatı paylaştığı kadar aynı
yapımlarda da birlikte yer
alan çift, 1964 ve 1976 yılları
arasında iki kez evlenip
boşandı. Sonraki evliliğini de
Burton ile ikinci boşanmasının
gerçekleştiği yıl yaptı. ABD
senatörü John Warner ile
6 yıl evli kaldı. Hayatındaki
büyük boşluk hala dolmamış,
ruhu ve kalbi hep lanetli bir
yalnızlığa mahkum edilmişti.
Fiziksel olarak da ömür boyu
çekmek zorunda bırakıldığı
acılara sahipti. Hırslarıyla onu
bir “yıldız” yapmaktan başka
gayesi olmayan annesi, Liz’in
bu konudaki tek eksiğini
tamamlamak adına, kısa
boyunu uzatmak için onu
ameliyat olmaya ikna etmişti.
Ameliyat sonrası Liz’in boyu
3 cm uzadı ama yaklaşık
50 ameliyat geçirmesine
sebep olacak acılar çekti.
Çünkü bu ameliyat, onun
iskeletini bozmuştu ve omur
problemleri yüzünden sırt
kemiği 5 kez kırıldı. Sağlık
sorunları bu kadarla kalmadı.
Beyin tümörü ameliyatı
geçirdi. Bu ameliyat sırasında
5 dakika boyunca tıbben ölü
kalan Taylor, gözlerini hayata
ikinci kez açarak “yeniden
doğuş”un yeryüzündeki en
gerçek simgesi oldu. Ne
denemekten vazgeçti ne
yaşamaktan ne de gerçek aşkı
aramaktan. Onu tanıyan her
erkek ona aşıktı ama hiçbiri
onu mutlu edemiyordu. 90’lı
yılların başında kendini hayır
işlerine ve sosyal sorumluluk
projelerine adayan Elizabeth
Taylor bu çalışmaları nedeniyle
hayırseverlik ödülüne layık
görüldü. 1993 yılında “AFI
Hayat Boyu Başarı Ödülü”
aldı. En son oynadığı film
olma özelliği taşıyan “The
Flintstones” 1996 yapımıydı ve
aynı yıl Taylor, aşk konusundaki
son şansını kendinden 20
yaş küçük olan bir inşaat
işçisiyle paylaştı. Ancak Larry
Fortensky ile yaptığı evlilik
5 yıl sürebildi. Birçok kişiye
göre Taylor’un en büyük ve en
gerçek aşkı, aralarındaki yaş
farkına rağmen her fırsatta ona
olan sevgisini dile getirmekten
çekinmeyen Michael
Jackson’du. Aralarındaki
isimsiz bağ her ne ise o kadar
güçlüydü ki, Taylor hayatındaki
en büyük çöküşü Jackson’un
ölümüyle yaşadı. 7 erkekle
yaptığı 8 evlilik kimine göre
onun erkeklere olan zaafıyla
açıklanabilirdi. Kimine göre ise
bu durum, hayatının sonuna
kadar aşkı arayan çaresiz
bir kadının çırpınışlarından
ibaretti. Bir dönem, hayatında
onun dışında gelişen ve
artık başa çıkamadığı her
şeyden kurtulmak için içkiden
ve ilaçlardan medet umdu.
Elbette bu anlamsız bir
çabaydı ve 51 yaşında, bu
bağımlılıklarından kurtulmak
için tedavi görmek üzere kliniğe
yattı. Yakın arkadaşı, aktör
Rock Hudson’ın yakalandığı
AIDS hastalığı ile savaşmak
için “AIDS Araştırmaları
Vakfı”nı kurdu. Elmaslara olan
tutkusu, onu ünlü bir mücevher
koleksiyoncusu, mücevher
sevgisini anlattığı “My love
affair with jevellery” adlı
kitabın yazarı ve bir mücevher
dükkânına ortak yapmıştı.
Bu zaafını, mücevher isimleri
verdiği parfümlere yansıtarak
tutkusunu ticarete dönüştürdü.
Kalbi artık mutsuzluklara,
hiçbir anını kendi kararıyla
yaşayamadığı hayatındaki
sevgisizliğe yenik düşüp
ikinci kez ve bir daha geri
dönmemek üzere öldüğünde
79 yaşındaydı.(2011) Hayatını
anlatan biyografik kitabın
yazarı David Heyymann’ın
dediği gibi “Kleopatra dışında,
yaşamı perdede yansıttığı
karakterlerin hepsinden daha
olaylı ve dramatik”ti. Güzelliği
de, hayatı da, yaşadıkları da,
yaşattıkları; kısacası bütün
hayatı baştan aşağı mucizeydi.
Servetinin, mücevherlerinin
ve şöhretinin; fiziksel,
duygusal ve ruhsal acılarını
bastırmaya yetmeyeceğini
biliyordu. Bu yüzden ölüme
yaklaştığını hissettiğinde tek
bir şey istemişti, mezar taşında
yalnızca “yaşadı” yazmasını...
Çünkü onun tek derdi gerçekten
“yaşamış” olmaktı.
film şeridi
storyboard
1...,104,105,106,107,108,109,110,111,112,113 115,116,117,118,119,120,121,122,123,124,...132
Powered by FlippingBook