109
with the man she loved in that
fatal plane crash in which she
lost her love. But somehow fate
prevented that and Liz did not
board the plane in the last minute
because she was sick with the
flu. She spent the rest of her life
thinking if this was indeed an
“escape from death” or “missing
out on dying with the man she
loved”. Was she really “lucky” or
“doomed”?
As was said for her all the time,
she had “everything that a mortal
could have”. But she wanted
much more than the material
pleasures and passions that this
world could offer; she tried to
fight with what she was given in
order to avoid resembling those
who become victims of their
greed. The fact that her private
life was talked about a lot in
addition to her success in the
cinema sector was something
that developed without her
preference just like her entrance
to this dazzling world. When she
lost hope in finding someone
who could fill the void in her
heart and give the peace that
her soul desired, she decided
to look for happiness amidst
the glitter and shine of jewelry.
Diamonds, rubies, pearls…
These would decorate her whole
life in addition to her neck,
ears and hands. She wanted to
believe that her heart would be
broken less and that she could
be more happy if she followed
the thought that, “People come
and go but jewelry is there to
stay”. She was being nominated
for awards but the gossip and
news about her didn’t seem to
stop. The sensation of her fourth
marriage with the singer Eddie
Fisher encompassed not only
evliliğimdi” diye anacağı evliliği
yaptı. Bu aşk evliliğinden Liza
adında bir kızları oldu. Her
şey yolundaydı ama bu kez de
ölüm, Liz’in mutluluğuna gölge
düşürdü. Belki Liz, sonsuz
aşkının hayatını kaybedeceği
o uçak kazasında, sevdiği
adamla birlikte ölüme
gidecekti. Ama kader buna bir
şekilde engel olmuştu ve Liz
o gün grip olduğu için uçağa
binmekten son anda vazgeçti.
Hayatının geri kalanında ise bu
olayın bir “ölümden dönmek”
mi yoksa aşık olduğu adamla
“birlikte ölmekten mahrum
kalmak” mı olduğunu düşündü.
Gerçekten “şanslı” mıydı yoksa
“lanetli” mi?
Onun için her zaman
söylendiği gibi “bir faninin
sahip olabileceği her şeye
sahip”ti. Ama o bu dünyanın
maddi zevklerinden ve
tutkularından çok daha
fazlasını istiyor; hırslarına
yenik düşmüş insanlara
benzememek için sahip
olduklarıyla, o istemediği halde
ona verilenlerle boğuşuyordu.
Sinema sektöründeki
başarılarının yanı sıra, özel
hayatıyla sürekli adından söz
ettiriyor olması da; tıpkı bu göz
kamaştırıcı dünyaya girişi gibi
kendi tercihi dışında gelişen
bir durumdu. Kalbindeki
boşluğu dolduracak ve ruhuna
ihtiyaç duyduğu huzuru
verecek bir insanın varlığı
konusunda umudunu kesince,
