108
ruhun gıdası
Özgür Akkaya Erdemol
Yoga Eğitmeni
Varoluşumuzun başlı başına sihir
olduğuna inananlardanım. Bir
kısmı bilimle açıklanabilen bir sihir.
Dünyanın kendi etrafında dönmesi
de, bir bebeğin doğması da, denizde
dalgaların olması da bilim tarafından
kolayca açıklanabilen olgular. Bu
yine de günbatımındaki kızıllığın
sarhoş edici etkisini, yeni doğmuş bir
bebeğin masum uykusunun meşgul
zihinlerdeki sessizleştirici etkisini
ya da dalgaların kıyıya vurduğunda
çıkardıkları sesin nefes kesici olduğu
gerçeğini değiştirmiyor. Açıklayabilmek
bütün bunları daha az sihirli kılmıyor.
Bütün bunları görüp geçmek de bir
seçenek, gördüğü her şeyde Tanrı’nın
varlığını hissetmek ve şükretmek de bir
seçenek.
Yoga eğitimimin devamı için bir kez
daha geldiğim Hindistan'da kafamda
bu düşüncelerle seyahat ettiğim üç
haftanın sonunda soluğu Asram’da
aldım. Bu bin bir renkle, farklı dinlerle
ve dillerle bezeli kocaman ülkede
ucu bucağı olmayan duygularda
gezindim. Olanı olduğu gibi kabul etme
düsturuyla çıktığım yolda âşık oldum
bir kez daha bu topraklara, insanlara.
Bakış açısı aslında, hayatı nasıl yaşadığımızı belirleyen şey. Belki çok klişe ama yarısı dolu
bir bardağa bakıp yarısını boş görmek de mümkün. Aynı şekilde çevremize bakıp mucizelere
tanık olmak da sıradanlığın içinde kaybolmak da seçenekler arasında. Hayata karşı duruşumuz
hayatımızın sınırlarını çizen.
“Yolu sevgiden geçenlere”
1...,100,101,102,103,104,105,106,107,108,109 111,112,113,114,115,116,117,118,119,120,...140