Dergi Bursa Ekim-Kasım 2011 - page 82

80
İÇİMİZDEN bir şeylerin kopup gitmesi,
eksilmesi, azalması değil midir hüzün?
Ne kadar da doğaya benziyoruz. Tıpkı
bir ağaç gibiyiz. Bir yaprağın dalından
kopup gitmesi, eksilmesi, azalması
değil midir hazan? Hüzün ile hazanın
bu kadar benzer kelimeler olması da
bize bir şeyler anlatmıyor mu zaten.
Doğanın hüznüdür güz. Sevinçli, mutlu
yazdan sonra, kasvetli, meşakkatli
kıştan önce, romantik hüzünlü güz.
Mutlaka sarıdır hazan mevsimi,
yaprakların güneşten ayrılığının
ifadesi gibi. Hüznün de rengi sarıdır,
mutsuzken sararıp soluyor olmamız
gibi.
Hüznün de kendi içinde bir tadı
olduğu kesin. Romantik insanlar bunu
iyi bilir. Hüznü de neşe gibi tadıyla
yaşarlar. Bazıları bunu yaşatır da.
Çünkü bilirler ki hüzünler de sevinçler
gibi olgunlaştırır insanı. Genellikle
sanatçılardır, yazarlardır. Aklıma ilk
gelen isim Selim İleri. Romanları,
öyküleri hüzne övgü gibidir. Müziğin
her türünde hüzün vardır ama bir tür
var ki başlı başına hüzündür. Fado.
Çünkü kaynağı oldukça dramatik.
Portekizin halk müziği olan Fado,
balık avı için çıktıkları okyanustan geri
dönmeyen Portekizli balıkçıların dul
kalan eşleri tarafından, kocalarına
yazdıkları ağıtlardan kaynaklanır. O
kadınlar kocaları için yapabileceklerinin
en güzelini yapmışlar. Zaten
yapabilecekleri fazla da bir şey
yokmuş, çünkü Fado Portekizcede
kader demek. Amelia Rodrigez, Misia
bu türün aklıma ilk gelen isimleri.
Resimde bence hüznün ismi Vincent
Van Gogh. Talihsiz yaşamının doğal
yansıması gibi, resimlerindeki hakim ve
karakteristik renk sarı olmuş.
Şehirlerin de hüzünlü olanları vardır.
Mesela Prag. Tabi eski Prag. Kara
roman türünün müthiş yazarı Franz
Kafka’nın öykülerindeki karakterlerin
yalnızlığı, eski Yahudi mezarlığı,
heykelleri ile Karl köprüsü, Prag’ın
hüznünü yansıtır.
Sanatın birçok türünden bahsedip de
şiirden bahsetmemek olur mu? Olmaz
çünkü şiir hüznün sultanıdır. Çünkü şiir
sadece hüzünle yazılır aslında. Siz hiç
mutlulukla yazılan şiir okudunuz mu?
İlkokuldakileri saymıyorum. Çünkü şiir
sevgiliye, sevgiye, aşka yazılır ve ne
yazık ki Louis Aragon un dediği gibi
“Mutlu aşk yoktur…” Bu yüzden şiirin
halet-i ruhiyesi hüzündür bence. O
zaman sözü hüznün şairi Hilmi Yavuz’a
bırakalım:
Yollar ve Zaman
Sen bir yalnızlığı koşup gittin de
Bir yerde buluşulur diye, belki de...
Elbet buluşulur, orda, o yerde...
Bir hüzün töreniyle kutlanır
Bulunur birşeyler ve saklanır
Saklanan Zaman mı, yoksa yol mudur
Aranır bahçelerde ve şiirlerde
Kimbilir ki dündür, olgundur kalbimiz
Yollarsa her zaman biraz küskündür
Yokuşlarda ve inişlerde...
Zaman’dır seni sardığım kumaş
Bekledin, örtülsün ki yavaş yavaş...
Erguvandın, kayboldun dilegelişlerde.
semboller
Abdulkadir Kılınç
Hazan
“Hüzün ki en çok yakışandır bize...” diyor şair Hilmi Yavuz bir şiirinde. Doğru,
bazılarımıza çok yakışıyor gerçekten hüzünlü bir yüz. Topu patlayan bir çocuk,
sevgilisi tarafından terk edilmiş bir genç kız, babası ölen genç adam, çocuğunu
başka şehre üniversiteye gönderen annenin gözlerindeki bakış.
1...,72,73,74,75,76,77,78,79,80,81 83,84,85,86,87,88,89,90,91,92,...132
Powered by FlippingBook