Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Travma izlerine yaklaşımlar

Travma

Hayatımızda iz bırakan olayların başında travmalar gelir. Travmanın anlamı, bireyin beklemediği bir anda, baş etmekte zorlanacağı ya da baş edemeyeceği bir durumla karşı karşıya kalmasıdır. Doğal afetlerden, cinsel tacize, trafik kazasından kanlı bir kavgaya şahit olmaya, eve hırsız girmesinden fiziksel şiddete maruz kalmaya kadar birçok olay bu durum içinde anılabilir. Yetişkinler kadar, hatta onlardan daha fazla bu durumdan etkilenen tabi ki çocuklardır.

Erken yaşta bir travmaya maruz kalmak çocuğun psikolojik, sosyal, fiziksel ve akademik gelişimini etkileyebilir. Bu aşamada çocuğun varolan sosyal desteği, kendi ruhsal yapısı ve alabileceği profesyonel destek önemlidir. Çocukların travmada ilk destekleri çevrelerindeki ebeveynleridir. Burada anne-babanın tepkisi, olaya yaklaşımları, çözüm arayışı, bu arayış içinde çocuğa verilen yere dikkat edilmelidir. Tabi ki bir yetişkin için de baş etmesi zor olan travma, yanında bir çocuk varken daha zorlaşmaktadır. Aslında anne-babadan ilk beklenen şey dürüst olmalarıdır. Eve geldiklerinde kapıyı açık, evin içini dağınık gören bir ailede annenin, babanın birden çığlık atması, bayılması ya da aşırı sakin bir şekilde bir şey yokmuş gibi davranması iki uçta görebileceğimiz tepkilerdir. En uygunu “sanırım biri eve girmiş, hemen polise haber verelim, sen de bizi anneannende, babaannende bekleyebilirsin” gibi bir cümledir. O an bunu yapmak zor olsa da, çocuğu sonrasında aydınlatmak gerekebilir. “Evet ben biraz fazla korktum, ama şimdi her şey yolunda” gibi bir cümle de o anki uç tepkiyi çocuğun zihninde düzenlemesine yardımcı olur.

“Çocuktur, geçer, alışır” cümlesi çocuk için baş etmekte en zorlanacağı cümledir. Her ne kadar olayları tam anlayamasa da çocuk neler hissettiğini fark edebilir. Depremin neden olduğunu bilemeyebilir, anne-babası kadar iyi açıklayamayabilir ama en az onlar kadar korkabilir. Burada üzerinde ilk çalışılması gereken duygulardır. Anne-baba olarak “evet ben de çok korktum ama şimdi daha iyiyim, üzülmekte haklısın, hepimiz üzüldük” gibi cümleler çocuğa anlaşıldığını hissettirir. Bir diğer alanda travmadan sonra çocuğun kendisine ve çevreye dönük oluşturduğu düşüncelerdir. Örneğin bir taciz durumunda “ben suçluyum o yüzden böyle oldu”, deprem durumunda “ben yaramazlık yaptım, benim yüzümden oldu”, anne-baba kavgasında “ödevimi yapmadım, benim yüzümden” gibi cümleleri sık sık duymaktayız. Bu nedenle bu düşüncelere ulaşmak bizim için çok önemli.

Duygu ve düşüncelerin ardından tabi ki çocuğun davranışsal tepkileri gözlenir, yalnız kalma isteği ya da hiç yalnız kalamama, yoğun ağlama, iştah kaybı, aşırı uyuma-uyumama, öfkeli hareketler, dikkatinin bozulması, anne-babaya aşırı bağlanma vb. Hemen her çocuğun tepkisi farklıdır ve iyi gözlenmelidir. Travma öncesinde çocuğun baş etme becerileri bu dönemde önem kazanır. Travmadan önce kendini iyi ifade edebilen, sorunlarına çözüm arayan, çevresinden yardım talep edebilen bir çocuk travmada bu becerilerini kullanabilir. Ya da bu taleplerini kullanmadığında travmadan yoğun etkilendiği anlaşılabilir. Becerileri daha yoksun, içe kapanık çocuklar ise daha fazla zorlanabilir, çevreye duygu ve düşüncelerini anlatamayabilirler. Bu nedenle her bir davranışsal tepkide travma durumu taranmalıdır.

Travma ile çocuk açısından baş etmede ilk yapılması gerekenler, ebeveyn desteği, okul ve rehber öğretmenin bilgilendirilmesi, destekleyici bir akran grubu ve alınacak profesyonel psikolojik-psikiyatrik destektir. Psikiyatrik tarama ile yapılacak psikolojik tarama sonrasında uygun medikal ve terapötik destek başlanabilir. Psikolojik destekte öne çıkan çalışmalar arasında oyun terapisi ve sanat terapisi gelmektedir. Bu çalışmalar sayesinde çocuk travmayı anlayabilir, o anı çözümleyebilir ve ruhsal yapısını düzenleyebilir. Sanat ya da oyun terapisi sayesinde çocuklar duygularını fark edebilir, uygun yolla ifade edebilir ve baş etme becerilerini semboller kullanarak arttırabilirler. Oyun ve sanatla yaralar sarılmış, ruhumuz dinlenmiş olur.

Travmasız bir hayat dileğiyle…

Yazı: Psk. Ayşegül Alkış

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu