Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Nereye gidiyorsunuz?

İşte size çok zengin bir kavram: yol. Süreç, zaman, mekan, imkan, yolcu, yolculuk, başlangıç, varış, gidiş, duruş, kalış, çıkış, giriş, doğru, açık, kapalı, zorlu, engebeli, dar, geniş, kesilmiş, açılmış, düşülmüş, saçılmış gibi eklerle hem gerçek hem mecazi anlamlarla kendimizi, halimizi ifade ettiğimiz güçlü bir kavram. Yol kavramını incelediğimizde, içinden iki kavram daha çıkıyor. Birincisi yola başladığımız yer. Neredeyiz? Nerde duruyoruz? Yola çıkmaya hazır mıyız? Çünkü yola öyle ha deyince çıkmayız. Önceden hazırlanırız. Yolda ihtiyacımız olan şeyleri yanımıza alırız. Yazın abasız kışın katıksız yola çıkmayız. Donanırız çünkü yolda zorluklar vardır, tehlikeler vardır, yabancılar vardır. Tehlikeli olabilir ama aynı zamanda her yolculuk bir serüvendir. Her yolcu da biraz maceraperest. Macerayı sever misiniz?

Yola çıkacağız tamam, ama  nereye? İşte burada ikinci kavram önümüze çıkıyor: yön. Yani hedef. Rotası belli olmayan gemiye hangi rüzgar yol verebilir? Yönümüzü tayin etmek her zaman öyle kolay olmuyor. Bunun için her şeyden önce  bir haritaya, sonra bir rehbere, bir pusulaya ihtiyacımız olabilir. Haritalarımızın açık, rehberimizin tecrübeli, pusulamızın da şaşmaması bu yüzden çok önemli. Daha da önemlisi yön yada hedef seçimimiz. Hepimiz gemisini yürüten kaptan değil miyiz?

Yollar her zaman düz, asfalt ya da sakin olmuyor.  Engeller, engebeler, fırtınalar yolumuzu kesiyor. Bütün bunlar için yeteri kadar donanımlı mıyız? Bazen yollar kapalı oluyor, onları açmak için güçlü müyüz? Bazen de hiç kimsenin gitmediği, gitmeye cesaret edemediği yollardan gitmek gerekiyor. İşte bunun için Oruç Aruoba, “Gerçek yürüme yol açmadır” diyor.

Kur’an da Tanrı “Benim arzım geniştir” ifadesini kullanıyor. Acaba bu, insanın ihtiyaçları için yollara düşmesini, o her ne ise bulması için araması gerektiğini mi ifade ediyor? Evet, dünya büyük, seçtiğimiz her yere yolculuk yapabiliriz. Ama asıl önemli olan içsel yolculuğumuz değil mi? Hayat bir yolsa, ömrümüz bizim hayattaki yolculuğumuz değil mi?

Yazı: Abdulkadir Kılınç

Engin Çakır, Uludağ - Bakacak Yolu, Haziran 2012
Engin Çakır, Uludağ – Bakacak Yolu, Haziran 2012
Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu