Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Tekrarlayan düşükler

Tekrarlayan düşük (abortus) 20. gebelik haftasından önce, bebeğin ağırlığının 500 grama ulaşmadan gerçekleşen iki veya daha fazla düşüğe denir. Tekrarlayan düşük yapma riski ilki düşükten sonra % 25, ikinci düşükten sonra % 30, üçüncü düşükten sonra % 35-40 civarındadır. 25 yaşından sonra düşük riski giderek artar, 45 yaşta % 70-80’lere ulaşır.

Miyomlar gebelik sırasında östrojen ile büyüyerek erken dönemde rahim içi dokusu ve rahim kanlanmasını bozarak düşük riskini arttırır. İlerleyen haftalarda rahimde yerleşim ve büyüklüklerine göre bebeğin ve plasentanın gelişim ve yerleşimini bozarak düşüğe ve erken doğuma neden olur.

En sık görülen düşük nedeni fetusun (cenin) genetik anormallikleridir ve ilk üç aydaki düşüklerin yüzde ellisinden sorumludur. Düşük materyalinin genetik olarak incelenmesi ile tanı konulur. Takiben anne ve babanın kromozom analizi ve genetik danışma gerekebilir. Bu düşüklerin yüzde on beşinin nedeni rahimde bölme, yapışıklıklar, şekil bozuklukları, miyom ve poliplerdir. Tanısı vajinal ultrason ve rahim filmi (HSG) ile konulur. Rahim ağzı yetmezliği ikinci üç aylık dönemde önemli kayıp nedenidir. Rahim ağzı kaslarının zayıflığı serkulaj adı verilen rahim ağzı dikişi ile tedavi edilebilir.

Polikistik over sendromu diyabet hastalarında dengesiz insülin ve şeker düzeyleri düşük riskini arttırır. Tiroid bezi fonksiyon bozuklukluğu tespit edildiğinde gebelik öncesi ya da erken gebelik döneminde endokrinoloji uzmanına başvurulması gerekir. Tedavi edilmediğinde kısırlık ve düşük riski artar.

Cinsel yolla geçen klamidya enfeksiyonu, pastorize edilmemiş süt ve süt ürünleri ile geçen listeria, kedi dışkısı ile bulaşan gıdalar ve çiğ etten geçen toksoplazmozis ile herpes sımpleks tip 2 (genital uçuk), sitomegavirüs ve parvo virüsü enfeksiyonu düşük nedeni olan enfeksiyon hastalıklarıdır.

Progesteron hormonu eksikliğinde (luteal faz yetmezliği) kanama ve düşük riski artar. Gebeliğin sağlıklı devamını sağlayan bu hormonun eksikliği ağızdan kapsül ya da enjeksiyon uygulanarak tedavi edilir.

Sigara; yumurta kalitesi, döllenmesi ve döllenen yumurtanın rahimde tutulmasını zorlaştırır. Gebe kalma şansını yüzde yirmi beş azaltır. Nikotin damar yapılarını kasarak bebeğe ve plesantaya gelen kan akımını azaltıp düşük ve erken doğum ve anne karnında bebek ölümüne neden olabilir.

Alkol; embriyo üzerinde toksik etki göstererek düşük ve doğumsal anomalilere neden olur. Kafein; gebelik ve gebeliğe hazırlık döneminde uzak durulması gereken önemli diğer bir maddedir. Radyasyon televizyon,cep telefonları, bilgisayar, mikro dalga fırın, fotokopi makinası gibi cihazlardan alınabilir. Bunlarla olan mesafeler ayarlanmalı ve kullanım süreleri kısaltılmalıdır.

Son yıllarda trombofili denen kanın pıhtılaşma bozukluğu düşüklerin önemli bir nedeni olarak gösterilmektedir. Annede pıhtılaşmayı tetikleyen genlerin tespiti ve kanındaki protein C-S, homosistein, antifosfolipit antikor düzeyleri ile tanı konabilir. Tedavide aspirin veya heparin kullanılmaktadır.

İlk üç ayda yoğun egzersiz, stres, psikolojik bozukluklar düşük riskini arttırır. Cinsel aktivite daha önce düşük yapmış, vajinal kanaması ve kasık ağrısı olan gebelerde sınırlandırılır.

Son yıllarda tekrarlayan düşükler ile tanı ve tedavilerde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Gebe kalmadan önce folik asit takviyesi, beslenmenin düzenlenmesi, doktor kontrolünde gerekli testlerin yapılması düşüklerin tekrarlanma riskini azaltacaktır. Ayrıca sigara gibi alışkanlıklardan vazgeçilmesi gerekmektedir. Gebe ve gebe adayının psikolojisinin çevresi ve doktoru tarafından yönlendirilmesi de önemlidir.

Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

Op. Dr. Cenk Aşkalli
Op. Dr. Cenk Aşkalli
Başa dön tuşu