Dergi Bursa Haz-Tem 2013 - page 135

133
gününü bu masal şehrine ayırın.
Unesco tarafından bir başka örneği
olmayacak şekilde tamamı açık
hava müzesi olarak ilan edilerek
Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren
bu şehire gitmemek Madrid’i eksik
görmek anlamına gelir çünkü. İçinde
bir botanik bahçesi barındırmasıyla
benzerlerinden ayrılan Atocha Tren
İstasyonu’ndan hızlı tren ile Toledo’ya
varmanız sadece 35 dakika sürecek.
Toledo’da trenden indiğiniz andan
itibaren tarihin kokusunu alacaksınız.
1920 yılında yapılan tren istasyonu
dış görünüşü ve içerisindeki çini
döşemeleri ile Endülüs mimarisi izlerini
taşıyor. “Doğu kültürünü Avrupa’ya
tanıtmış şehir” sözleriyle nitelenen
Toledo, Ortaçağ’dan kalma mimarisini
günümüzde halen koruyabilmiş, üç
büyük dinin izlerini taşıyan yüksek
bir tepeye kurulu harika bir şehir.
Kastilya Krallığı’nın başkenti olarak
12. ve 16.yy arasında da görkemli
bir dönem geçirmiş olan şehrin
tarihi binaları içinde en dikkat çekeni
Toledo Katedrali. İspanya’nın en
büyük 3.katedrali olan bu yapıda çok
sayıda şapel var. Ayrıca Velasquez,
Rubens, Goya ve El Greco gibi ünlü
ressamların tabloları da bu katedralin
duvarlarını süslüyor. İspanya’nın
en ünlü ressamlarından biri olan El
Greco uzun yıllar Toledo’da yaşamış.
Girit’te doğan, bir süre İtalya’da
yaşayan ve Yunan köklerinden dolayı
“El Greco” yani “Yunan” adını alan
ressamın eserleri “El Greco’nun Evi’”
isimli müzede sergileniyor. Toledo;
Don Kişot ve kılıçlarıyla da ünlü aynı
zamanda. Şehri “İspanya’nın Şanı”
olarak tanımlayan Don Kişot’un
maceraları bu çevrede geçiyor hep,
sevgilisi Dulcinea’nın kasabası olan
El Toboso da Toledo’da bulunuyor.
Gelelim kılıç mevzusuna, bu güzel şehir
çelik işçiliği ile de meşhur. Ortaçağ
kılıçları, zırhları, hançerleri ve Toledo
bıçakları satın alabileceğiniz bir dolu
hediyelik eşya dükkanı bulacaksınız.
Uçakta sorun yaşamamak için o kılıcı
bırakın ve güzel bir Don Kişot magneti
alın hediye olarak. Fazla oyalanmadan
meydandaki meşhur pastaneyi bulun
ve Marzipanlar’ın tadına bakın.
Sonra da ilk bulduğunuz aralıktan
sokaklara dalın ve kaybolun. Turist
olmanın tadını çıkarın. Üç kişinin yan
yana yürümekte zorlanacağı daracık
sokaklarda arnavut kaldırımlı yokuşlar,
tarihi binalar, balkonlardan taşan
çiçekler ve şehrin “meşhuru” kapıların
peşine takılın. Dönüş saati geldiğinde
tadı damağınızda kalacak belki ve
hayıflanacaksınız Toledo’ya ayırdığınız
zamanın kısalığına. Neyse ki Puerta del
Sol’de El Oso’ya dokunmuştunuz değil
mi?
1...,125,126,127,128,129,130,131,132,133,134 136,137,138,139,140,141,142,143,144,145,...156
Powered by FlippingBook