119
eğitimi alması. Bu isteği kabul etti
fakat Charles Gleyre'in öğrencisiyken,
üniversitedeki geleneksel resim
anlayışı Monet'de hayal kırıklığı yarattı.
Bu dönemde Pierre-Auguste Renoir,
Frederic Bazille ve Alfred Sisley ile
tanıştı. Birlikte resme yeni yaklaşımlarını
paylaştılar, ışığın açık havada yarattığı
etkiyi resme parçalanmış renkler ve
seri fırça darbeleriyle aktardılar. Bu
daha sonraları empresyonizm olarak
adlandırıldı. İzlenimcilik, belki de
sanat akımları arasında en demokratik
akımın ismiydi. Fikirlerin, reçetelerin ve
renklerin paylaşımı üzerine kuruluydu...
Hatta bazı resimleri birkaç ressam
beraber yapmışlardı. Daha sonra bu
akım görsel sanatların tümüne hatta
müziğe dahi sıçramıştı.
Monet’in resimlerine ilk baktığınızda
fırça darbelerini görürsünüz. Fakat bu
darbelerin içinden nilüferleri, saman
yığınlarını, katedralleri veya kayalara
vuran dalgaları kolayca seçebilirsiniz.
"Resimlerim ve çiçeklerim dışında
hiçbir şey beni ilgilendirmiyor" dediği
rivayet ediliyor. Etrafındakilere karşı
ilgisiz olduğu da söylenenler arasında.
Sevgililerini, karısını, çocuklarını sürekli
ihmal etmiş hatta bazen beş parasız
bırakıp, çekip bir yerlere kaçmış bir
kişi de olmuş. Bu durumu ancak
sanatına olan aşkı açıklıyor. 78 yaşına
dek sürekli sinir krizleri geçirmiş,
birçok resmini yakmış, parçalamış
bu büyük üstat, yaptığı çoğu şeyden
de memnun kalmamış. Etrafındaki
herkese bu yüzden ne kadar büyük
acılar içinde olduğunu anlatıp durmuş.
Bu tatminsizliği ise ortaya yüzlerce
şaheser çıkartmış…
Manzara resimlerinde, Monet için en
önemli etken ışıktı. Sürekli, geçmekte
olan bir anı yakalamaya çalışıyordu.
Aynı konuyu farklı ışık koşullarında ve
günün farklı zamanlarında tekrar tekrar
ele alıyordu. Böylece, aynı konunun
farklı ışıklar altında, farklı renkli
çeşitlerinden oluşan seriler ortaya
çıkarıyordu. Monet'nin tanınmasını
sağlayan ise 1866 tarihli Camille ya
da Yeşil Elbiseli Kadın (La Femme à la
Robe Verte) isimli eseri… Gelecekteki
eşi Camille Doncieux'nun Monet
tarafından yapılan pek çok resminden
biriydi bu eser. Kısa süre sonra
Doncieux hamile kaldı ve ilk çocukları
Jean dünyaya geldi. 1870'de Monet ve
Doncieux evlendiler.
Fransa Prusya Savaşı süresince (1870–
1871) Monet İngiltere'ye sığındı. Orada,
John Constable ve Joseph Mallord
William Turner'ın resimleri üzerinde
çalıştı. Her ikisi de renk kullanımında
Monet'in yenilikçi buluşlarına ilham
kaynağı olmuşlardı. 1871–1878
yılları arasında Monet, Fransa'ya geri
döndü. Önce çocukluğunun geçtiği
La Havre kentine gitti. Le Havre'dan
bir manzarayı yansıtan -İzlenim, Gün
doğumu-(Impression, soleil levant)
tablosu burada hayata geldi. 1874'te ilk
empresyonist sergide yer alan bu resim
günümüzde Paris'te Musée Marmottan-
Monet'te yer alıyor.
1873'te Paris yakınlarında ve Seine
nehri kıyısında bir köy olan Argenteuil'e
yerleşerek eşi Camille ile birlikte altı
yıl yaşadı. 1874 yılında Manet, Degas,
Renoir, Cezanne, Pissaro, Sisley ile
beraber açtıkları sergi başarısız olunca
ekonomik şartları iyice kötüledi. Ancak
Manet'in yardımıyla Argueille'de kalmayı
1...,111,112,113,114,115,116,117,118,119,120 122,123,124,125,126,127,128,129,130,131,...148