Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Bursa’nın uzak tarihine yakın plan

Şehzade Mahmut Türbesi
Şehzade Mahmut Türbesi

Bursa’nın UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki mücevheri, Osmanlı’nın en büyük aile kabristanı Muradiye Külliyesi, yıllar sonra özüne dönerken büyük bir sırrın da kapılarını araladı.

Şehzade Mahmut Türbesi
Şehzade Mahmut Türbesi

 Bugün hayatlarını televizyon dizilerinde izlediğimiz sultanların, şehzadelerin, padişahların ruhlarının huzur bulduğu yer Muradiye Külliyesi. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “sabrın acı meyvesi” olarak tanımlarken bahsettiği acının duvarlarına sindiği, yaşadığı dönemlerin tüm ruhunu barındıran, bulunduğu semte adını veren, sırlarla, gizemlerle, şaheser detaylarla, hatıralarla dolu bir zaman tüneli… Hayattayken kardeşliklerini yaşayamayan hanedan üyeleri şimdi bu tek kubbe altında buldukları huzuru kardeşçe paylaşıyorlar.

Sultan Murad Türbesi
Sultan Murad Türbesi

Tarihi depremlerle zarar gördü, yıllarca sesini çıkarmadan bir gün hak ettiği ilgiyi bulma umuduyla ayakta kaldı Muradiye Külliyesi. Geçirdiği son kapsamlı onarımın ardından ise şimdiki son halini aldı. Yüzünü ona yeniden dönen Bursa halkı için sakladığı sırları bir bir döktü ortaya. Yüzyıllar boyunca koruyup kolladığı, Osmanlı’nın Batı etkisiyle yenilediği duvarlarındaki Barok desenlerinin altında sakladığı eşi benzeri olmayan kalemişlerini sundu Bursalılara.

Şehzade Mustafa Türbesi
Şehzade Mustafa Türbesi

Yalnızca 150 yıllık Barok desenlerine gizlenmiş 550 yıllık kalemişi Osmanlı motiflerini değil, üzerinde yüzlerce yılın tozunu taşıyan kündekari örneklerini, göreni hayran bırakan çini işlemeleri, taht kavgaları yüzünden dökülen kardeş kanlarını, tarihe ışık tutan kitabelerle dolu mezar taşlarından oluşan Türkiye’nin ilk Açık Hava İslami Mezar Taşları Müzesi’ni, Muradiye Medresesi’ni, “bahtsız şehzade” olarak anılan Cem Sultan’ın sürgünlerle geçen hayat hikâyesini ve Osmanlı’nın 600 yıllık köklü geçmişiyle derin bağları olan 40 hanedan üyesinin anılarını paylaştı.

Cem Sultan Türbesi, Engin Çakır

Muradiye Külliyesi’nin bir önemi de geçen yıl “Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğuşu” isimli adaylık dosyasıyla birlikte UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edilmiş olmasıydı. Böylece Bursa, 2014 yılı itibariyle Türkiye’nin 12., dünyanın da 998. Üstün Evrensel Değere Sahip Miras Alanı olarak kabul edilmiş ve bir dünya mirası olmayı başarmıştı.

Şehzade Mustafa Türbesi
Şehzade Mustafa Türbesi

“Uhrevi sükûnetin ve uhrevi rahatın ne olduğunu bilmek isteyenler Bursa’da Muradiye Türbesi’ne gitsinler! Ölüm yalnız burada korkunç değildir. Mukaddes kitapların vaat ettiği cennet bize yalnız burada mümkün görünüyor. Burada her dakika bir meleğin kanadı gibidir.” Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Muradiye Külliyesi

Adım attığınız anda sizi bambaşka bir dünyaya, düşler içinde bir diyara götürür Muradiye. Nice gezginlere, şairlere, yazarlara ilham veren tarifi zor bir etkisi vardır bu semtin. Bu manevi büyünün kaynağı da kuşkusuz Muradiye Külliyesi. Burada yapılan ilk türbenin sahibi ise babası ve amcalarının taht kavgaları arasında kalmış bir şehzade, kardeşi kardeşe kırdıran tüm hırslardan uzak, mütevazı bir yaşamı ve ölümü tercih eden 2. Murat. “Mezarımın üzerine görkemli bir türbe yapmayın, üstü açık olsun ve vücudumu doğrudan doğruya toprağa gömün ki Cenab-ı Hak’kın rahmeti üstüme yağsın.” notunu düştüğü vasiyetinde babası Çelebi Mehmet gibi saray benzeri bir türbe yerine insanın, yaşamın ve ölümün sadeliğine yakışır bir mezar istemişti 2. Murat.

Muradiye Külliyesi

Kendisinden sonra 2. Selim Dönemi’ne kadar başka isimlerde katıldı yanına ve Muradiye Külliyesi “Bursa’nın Topkapı’sı” olarak anılmaya, zaman içinde bir Osmanlı aile kabristanına dönüşmeye başladı. Külliyenin son yapılan ve Muhteşem Yüzyıl dizisinde canlandırılan ölümünün ardından ziyaretçi akınına uğrayan türbesi Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa’ya ait.

Şirin Hatun Türbesi
Şirin Hatun Türbesi

Külliyedeki toplam 13 türbe yapısında Fatih Sultan Mehmet’in annesi Hüma Hatun’dan Mahidevran Sultan’a, Şehzade Ahmet’ten Şehzade Mahmut’a, 2. Bayezid’ın annesi Gülruh Sultan’dan kim oldukları hakkında net bir açıklama yapılamayan çeşitli saray eşrafına kadar birçok kişi yatıyor.

Gülruh Hatun Türbesi
Gülruh Hatun Türbesi

Ölümün varlığı genelde ürpertici olsa ve bu konuda konuşmak pek tercih edilmese de tıpkı Yakup Kadri’nin dediği gibi Muradiye bu korkuyu ortadan kaldıran bir havaya sahip. Özellikle şimdiki; geçmişin tüm kasvetinden arınmış, ölümün ağırlığını üzerinden atmış yeni haliyle ziyaretçilerine bambaşka bir kapı açıyor. Muradiye semti bir anlamda ölülerin ruhlarıyla hayat buluyor.

Şehzade Mustafa Türbesi
Şehzade Mustafa Türbesi

Sürgün bir hayatın huzur durağı

Hayat görüşünün sadeliğine rağmen hayatı savaş meydanlarında geçen 2. Murat, onun erken yaşta ölüp babasını acılar içinde bırakan oğlu Şehzade Aleattin, kardeşi Yavuz Sultan Selim ile girdiği taht kavgasında kardeşi tarafından boğularak öldürülen Şehzade Ahmet, Kanuni’nin boğdurduğu biricik oğlu Şehzade Mustafa…

Mükrime Hatun Türbesi
Mükrime Hatun Türbesi

Yaşamları boyunca türlü acılarla olgunlaşan isimlerin ruhlarının dinlendiği bir huzur durağı Muradiye Külliyesi… Özellikle de Fatih Sultan Mehmet’in, 35 yıllık ömrünün son 13 yılını sürgünlerle geçiren oğlu Cem Sultan için…

Mükrime Hatun Türbesi
Mükrime Hatun Türbesi

Onun zorluklarla dolu hayatında belki de huzur bulduğu, dinlenebildiği tek yer burası. 2. Bayezid Devri’nin en büyük siyasi sorunu haline gelmesi, Rodos’ta, Fransa’da ve Roma’daki esir döneminde Osmanlı’ya karşı diplomatik koz olarak kullanılışı ve ölümünden ancak dört yıl sonra Bursa’ya getirilebilmiş olması. Yaşamı boyunca oradan oraya sürüklenen bu talihsiz şehzadenin ömrünü esaretle tükettiği Avrupa, dönemin mimarisine hakim oluşuyla Muradiye’deki eşi benzeri bulunmayan kalemişçiliklerini de yıllarca Barok desenlere esir etmiş.

Gülruh Hatun Türbesi
Gülruh Hatun Türbesi

150 yıl sonra gelen özgürlük 

Muradiye Külliyesi aslında daha önce bir onarım geçirmiş ancak 150 yıl önce yapılan bu onarımda o dönemin modernizm öğelerinin etkisine kurban gitmişti. Usta ellerden çıkan kalem işçilikleri, çiniler, eşi benzeri olmayan desenler kireç ve boyayla kaplanarak unutulmuştu. Yıllar sonra yeniden canlandırılmak için kollar sıvandı ve 550 yıldır boyaların, kireçlerin altında kalan şaheserler böylece gün yüzüne çıkma imkânı buldu. 19. yüzyıl sonlarına doğru yapılan bu restorasyon, dönemin modasına uyma amacı taşıdığı için Avrupa etkisiyle tüm motiflerin yerlerini Barok desenlerini alması demekti.

Şirin Hatun Türbesi
Şirin Hatun Türbesi

Batı hayranı mimarlar, yöneticiler dönemlerinin etkisiyle külliyeyi yenilediklerini düşünseler de aslında buradaki kalemişlerini, örneği dünyanın çok az yerinde görülebilecek motifleri, desenleri, işçilikleri 150 yıl boyunca esaret altına alacak bir tahribat yapmış oldular. 2012 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan kapsamlı çalışmada buradaki süslü sıvanın hareketli olduğu fark edilmesiyle kalemişlerinin bu esareti sona erdi. Böylece manevi bir mirası yeniden canlandırmak için başlanan restorasyon çalışmaları, bu mirasın orijinal haliyle geleceğe taşınmasını sağladı.

Sultan Murad Türbesi
Sultan Murad Türbesi

Tarihi isimler yeniden sahnede…

Özellikle son zamanlarda televizyon dizilerinde sıkça duyduğumuz, sürekli karşımıza çıkan isimlerin varlığı Muradiye Külliyesi’nin popüler kültürden de nasibini almasını sağladı. Türkiye’nin dört bir yanından akın akın gelen insanlar, ekranlarda farklı yüzlerle hayat bulan sultanların, şehzadelerin bıraktığı izleri takip etmeye başladılar.

Şehzade Mustafa Türbesi
Şehzade Mustafa Türbesi

Tüm izler onları Bursa’ya, beyazcamda nasıl öldürüldüğünü görüp gözyaşlarına boğuldukları Şehzade Mustafa’nın, Hürrem Sultan ile kavgalarına şahit oldukları belki de bir kısmının haklı bulduğu Mahidevran Sultan’ın da yattığı Muradiye Külliyesi’ne getirdi. Yapılan yenilemelerle eski görünümüne belki de ilk günlerdeki canlılığına kavuşan Muradiye Külliyesi, popüler kültürün etkisiyle de olsa yüzünü kendi tarihine, geçmişine, atalarına dönen insanlara bambaşka bir dünyanın kapılarını açıyor. Geçmiş ve gelecek, bu dünya ve öteki dünya arasında bir köprü kurarken ziyaretçilerine “sabrın acı meyve”sinden tattırmayı başarıyor.

Fotoğraflar: Büyükşehir Belediyesi Arşivi

Başa dön tuşu