24
bursa dokusu
Bursa çarşılarını anlatırken söze
Bursa insanı ile bağlarından başlamak
gerekir. Alışverişini burada yapıp,
karnını burada doyurup, dininin
gereklerini burada yerine getirip belki
de hayatındaki pek çok duyguyu
burada yaşayan Bursa insanı için
Bursa çarşıları ve orada yaşananlar
fark ettiğimizden çok daha değerlidir.
Örneğin esnaf kültürünü burada
yaşayabilirler. Bir yudum çayın
etrafında günün tüm stresinden
uzaklaşabilirler. Her türlü ihtiyacını
Tarihi Çarşılar ve Hanlar Bölgesi’nde
temin edebilirler… İpeklerin rengârenk
dokusunda İpek Yolu’na gidip geri
gelebilir, dükkân dükkan gezip
kendisine en yakışanı bulup giyebilirler.
Ulu Cami’nin mistik havasının ardında
ve etrafında şekillenen bu büyük çarşı,
Bursa’nın ve Bursa insanının hem
“toplanma” noktasıdır hem de birçok
şeyden “kaçış” noktası… Bu bölge;
yöre insanının ticaret kaynağı, kültürü,
geçmişi, ihtiyaçları, belleği ve “sahip
çıktığı”dır. Yangınlara ve depremlere
rağmen, yaşayan mirastır Bursa
çarşıları.
Osmanlı Beyliği Bursa’yı fethettiğinde,
Bursa’yı askeri üs olarak kullanmayı
planlamıştı. Ancak zamanla hanlar,
hamamlar ve Tahtakale’nin oluşumuyla
şehrin yeni aksi görünmeye
başlamıştı... Tahtakale’den aşağıya
doğru oluşan Uzun Çarşı zaman
içerisinde Kapalı Çarşı’nın temellerini
atmıştı. Yüzyıllar içerisinde büyük
depremler ve yangınlar geçiren tarihi
çarşılar tarihe yenik düşmemiş ve
bugünkü görünümünü sahip çıkmıştı.
Çarşılar tarih içerisinde birkaç kez
tamamen yanmış fakat küllerinden
tekrar hayat bulmuştu. 1958 yılında
yanan çarşının gazetelerde yer alış
şekli bile Bursa için önemini açık
bir şekilde gözler önüne seriyordu:
“Bursa’ya felaket çöktü.”
Tarihi çarşılardaki alışveriş kültürünün
ardında tarihi bir doku da saklı...
Her ara sokağından tarih kokan bu
yapılanma; Osmanlı çarşı kültürünü
iyi bir şekilde yansıtan, Bursa’nın
ticaret ve alışveriş vitrinlerinin baş
tacı denebilir... Öyle ki Osmanlı’nın
ünlü lonca yapılanmasına da örnek
teşkil ediyor. Birçok meslek yıllarca
çarşı dokusu içerisinde hayatta
kaldı... Tarihi Çarşılar ve Hanlar
Bölgesi’nin geçmişten taşıdıkları,
Bursa’yı anlatan bir kimlik adeta...
Sepetlerdeki el işi işlemeler, doğal
ipekten örtüler, eşarplar, kravatlar,
elbiseler; bedestenden işçiliğin kendini
gösterdiği gerdanlıklar, yüzükler ve göz
kamaştıran altın ya da gümüş takılar…
Bakır ya da gümüşten işlemeli kurnalar,
tepsiler, birbirinden değerli ayna
taçları; hala el emeğiyle hazırlanan
masa örtüleri, çeşit çeşit ayakkabılar,
mobilyalar, perdeler, hacı malzemeleri,
biblolar ve birbirinden güzel pek çok
kumaş tarihi çarşıların kapalı kutusunun
içinde sakladıklarından sadece bazıları.
Kısaca tanımlamak gerekirse bir
insanın ihtiyacı olan her şey, şehrin
atardamarında can buluyor.
Tarihi çarşıların farklı ve insanı
büyüleyen özelliklerinin başında ise
karmaşık görünümünün içerisinde
gizlediği düzendir… Yorgancıların
çarşısı bir yerdedir, ayakkabıcılarınki bir
yerde, kuyumcuların çarşısı Bedesten
bir yerde… Herhangi bir noktasından
içerisine girdiğinizde saatler sonra
Bursa’nın başka bir noktasında
bulursunuz kendinizi. Bursa’nın yeni
gelişen alafranga yapısının aksine,
alaturka bir kültüre ortak olur ve
çarşıların geçmişten taşıdıklarına
dokunursunuz…
Uzun Çarşı’nın ardından vücuda
gelen Kapalı Çarşı’nın devamı, zaman
içerisinde adım adım geldi. Orhan
Gazi zamanında hanların araları çatı
ile kapatıldı. Daha sonraki yıllarda
Sahaflar, Aktarlar, İvaz Paşa, Gelincik,
Sipahiler, Karacabey (Yorgancılar,
Sandıkçılar) ve Eski Bakırcılar çarşıları
eklendi. 1958 yılında tamamen yanan
Kapalı Çarşı yeniden inşa edildi.
İlk halinde olduğu gibi tek katlı
olarak değil; alttan zemin kat, sokak
seviyesinde ve yolların iki tarafında
dükkanlar ve dükkanların üst katları
olarak inşa edilmişti. Çarşının üstü
de modern bir şekilde kapatıldı. 1855
depreminde yıkıldıktan sonra üstü
açık kalan İvaz Paşa ve Eski Bakırcılar
çarşıları da 1960 yılında restore
edilerek üstleri kapatıldı. Günümüzde
içinde barındırdığı Kuyumcular
Bedesteni, Yorgancılar Çarşısı,
Ayakkabıcılar Çarşısı, Mobilyacılar
Çarşısı ile Kapalı Çarşı alışveriş ve
ticaretin yeniden nefes aldığı haline
geldi. Üst katta 50, alt katta 45 olmak
üzere toplam 95 odası bulunuyor. Üst
katta bulunan odaların tamamı ipek ve
ipek ürünleri satan dükkanlar olarak
kullanılıyor. Üst katta güneye açılan bir
kapısı ile alt katta Orhan Cami tarafına,
Tuz Pazarı’na açılan kapıları bulunuyor.
Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze
çinilerle süslü. Avlusunda altı şadırvan
olan kubbeli bir mescit bulunuyor.
Günümüzde Kozahan'ın iç avlusu
insanların dinlenebilecekleri kafeterya
ve çay bahçesi olarak düzenlenmiş
durumda. Elbette ki birçok han da
aynı işlevi üstlenmiş durumda. Orhan
Gazi’nin yaptırdığı ve ilk bedesten
olarak bilinen Emir Han’ın yetersiz
kalması üzerine, Yıldırım Bayezit
tarafından 14. yy’ın sonunda yapılan
100 dükkânlı Bedesten, günümüzde
Kapalı Çarşı’nın kalbini oluşturuyor.
Kentin merkezindeki Emir Han, Koza
Han, Geyve Han gibi hanların aralarının
zaman içinde çatı ile kapatılarak
oluşturulan Kapalı Çarşı; daha sonraları
Sahaflar, Aktarlar, Yorgancılar,
Sandıkçılar, Kuyumcular, Kavukçular,
İplikciler, Sipahiler ve Bakırcıların ilave
edilmesiyle genişletildi. Dükkanların
çoğu kuyumculuk ya da döviz üzerine
satış yapıyorlar.
Son dönemde Büyükşehir Belediyesi
tarafından açıklanan süreçler ise Bursa
ve Bursalıların “değerlisi” çarşılar
için oldukça umut verici. UNESCO
Dünya Mirası Listesi'ne aday olan
Tarihi Çarşılar ve Hanlar Bölgesi’nin
tümüyle yenilenmesini öngören
projenin ihalesi yapıldı. Sonbahar
aylarında tamamlanacak çalışmalarla
çarşıların, Bursa’ya yepyeni bir vizyon
katması hedefleniyor. Her gün yerli ve
1...,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25 27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,...156