Dergi Bursa / TEM. AUG. EYLÜL 2019 / Sayı 54
31 Ramazan ayının başlangıcında “hilal” görünür mü görünmez mi, buradan baktıkları için buraya “Bakacak” denmiş… Eğer Ramazan hilalini görürlerse, ateş yakarak şehir halkına haber verirlermiş. Böylece kaleden toplar atılarak ertesi günü oruç tutulurmuş. Keşişlerin evlerini saklayan Küçük Zirve’si Keşiştepe’ye ulaşmak, Evliya Çelebi’nin Bursa ziyareti sırasında en tepesine çıkıp “Kulle-i Cihan” olarak adlandırdığı “Büyük Zirve”si ise Karatepe’ye adını yazmak içinmiş… “Erguvan Faslı” Yine Uludağ’ın en süslü çiçeği olan Erguvan hakkında ise bu çiçeğe metihler düzenlenen Erguvan Sohbetleri’nden dem vurmuş, Türklerin baharın müjdecisi saydıkları erguvan ağaçlarından heyecanla bahsetmiş... “Şehrin meyveli ve meyvesiz ağaçları, çeşit çeşit çiçekleri, özellikle çiçek was still believed among the Muslim community of the Ottoman Empire during the 17th century when Evliya Çelebi wrote these lines that the monks have special miracles and that they displayed their “wisdom” over here in this mountain. Elephants, dragons, chameleons, ships, eagles… „Bakacak“ used today as a vantage point has been a significant stop on this mountain and this is Evliya Çelebi’s depiction of that place: “Bakacak is a sheer cliff of rock that slopes down towards the city like an elephant’s trunk. One cannot look down from here or is overwhelmed. From here, villages on the Filadar Plain, towns, vineyards, gardens, the plain watered by the Nilüfer River are seen as leaves adorning chameleons. The mountain is so gigantic that the districts of Grand
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=