Dergi Bursa / TEM. AUG. EYLÜL 2019 / Sayı 54

30 bursa dokusu bursa motifs yaklaşık üç yüz elli yıldır dünya mirasına ışık tutuyor. İlk cildi İstanbul’u anlatan Seyahatnamede birçok kentin hikayesi yer bulmuş: Bursa, Bağdat, Bakü, Tebriz, Tiflis, Trabzon, Konya, Kırım, Kilis, Sivas, Mısır, Sofya, Sudan, Mekke, Medine, Balkanlar, Maraş ve çok daha fazlası... Ama Evliya Çelebi’nin İstanbul’dan ayrılarak yaptığı seyahatlerine ilk başladığı yer Bursa olmuş... Diğer bir deyişle seyahatnamenin ikinci cildine Anadolu’nun “yedi büyük şehrinden birisi olarak” bahsettiği Bursa ile başlamış. İlk durak Mudanya Muharrem ayının ilk Cuma günü, 23 Nisan 1640’da kuşluk vakti İstanbul Sarayburnu’ndan bindiği bir yelkenliyle başlamış seyahati... İlk Cuma namazını burada kılmış. Mudanya’nın bağlarından, bahçelerinden, üzümünden, şırasından ve sirkesinden bahsetmiş. Mudanya’ya “Darıhal” dediklerini yazmış. Mudanya’dan etrafı gezerek altı saatlik bir yolculukla ipek yurdu, büyük şehir, diri ve kadir olan tanrının nazargâhı, devletler taht merkezi ve eski Osmanlı başkenti diye adlandırdığı Bursa’ya varmış. Bir başka efsaneleşmiş tarihçi Nam-ı diğer Heredot’a göre Olympos olan Uludağ’dan, eski ismiyle Keşiş Dağı’ndan şöyle bahsetmiş Evliya Çelebi: “Bu dağa Keşiş Dağı denilmesinin sebebi, Ayasofya’daki patrik ve rahiplerin, perhiz ile uçarak gelip bu dağda dinlenmeleridir.” Evliya Çelebi bu kaydı düştüğüne göre, 17. yüzyılda bile, Osmanlı İmparatorluğu’nun Müslüman halkı arasında keşişlerin kerametine ve özellikle de bu dağda cidden “hikmet” gösterdiklerine hala inanılıyordu. Filler, ejderhalar, bukalemunlar, gemiler, kartallar... Bu dağın önemli bir durağı da bugün seyir terası olarak kullanılan “Bakacak” olmuş ve şöyle tarif etmiş Evliya Çelebi: “Bakacak, mahalli fil hortumu gibi şehre eğimli bir yalçın kayadır. İnsan buradan aşağı bakamaz, aklı başından gider. Buradan, Bursa’nın Filadar Ovası’nda olan köyler, kasabalar, bağlar, bostanlar, Nilüfer Nehri ile sulanmış ova, bukalemun süsü gibi yapraklar halinde görülür. O kadar büyük bir dağdır ki, Bursa şehri altta gizlendiği için Ulucami, İç Kale ve Bedesten semtleri kesinlikle görünmez. Ancak uzak yerler de bir bir görülür. Öyle yüksek bir yerdir. Burada göğe yükselmiş yalçın kayalar vardır ki, kimi ejderha gibi, kimi file benzer. Bazısı gemi ve kartala benzer, korkunç şekilde garip ve tuhaf yapılıdır. Buradan hareketle kıble tarafını yokuş yukarı sümbül ve reyhan bahçeleri içinden geçtik, ancak buralarda büyük ağaçlar yoktu. Sadece yeşillikler ve kır çiçekleri olan yerlerdir. Beş saat sonra başka bir menzile vardık.” Seyahatname’ye göre, eskiden buradan aya bakarlarmış. individuals who shaped the history of humanity. Timeless traveler Çelebi gained high esteem with his decent style shedding light on the cultural accumulation of many a different nation. Taking up duties at the palace upon completing the Enderun School has not stopped the traveler who was born in Kütahya as the son of a family that went on to settle in Istanbul after the conquest of the city. He has told of cities, dining cultures, social lives, roads, distances, mosques, homes, lodges, streets, madrasahs, prayer rooms, shrines, imarets, hospitals, palaces, caravanserais, Turkish baths, inns, viziers, authors, scholars, languages, religions, marksmen, artisans, artists and nature… He has made wonderful depictions on ethnography, history and geography. Indeed, he has displayed a plethora of knowledge ranging from agriculture to instruments and dancers. He has left behind significant clues for linguistic studies thanks to the local expressions used… The Book of Travels ended up being one of the most important works of art with regard to Turkish cultural history and travel literature. He has developed his own style by not adhering to prose that is common in the Ottoman society and especially in Divan Literature... These articles that were published in the form of a book after his travels were completed in the wide breadth of the Ottoman lands continue shedding light on world heritage for over three hundred and fifty years. Stories of many cities have found a place for themselves in the Book of Travels the first volume of which is on Istanbul: Bursa, Baghdad, Baku, Tabriz, Tbilisi, Trabzon, Konya, Crimea, Kilis, Sivas, Egypt, Sofia, Sudan, Mecca, Medina, Balkans, Maraş and many more... However, it was the city of Bursa where Evliya Çelebi started his travels after leaving Istanbul... In other words, the second volume of the Book of Travels starts with Bursa depicted in the book as “one of the seven great cities” of Anatolia. First Stop: Mudanya His travels started with a boat trip setting sail from Istanbul Sarayburnu one mid-morning on April 23, 1640... This was where he held his first Friday prayer. He has mentioned the vineyards, gardens, grapes, grape juice and vinegar of Mudanya. He has written that Mudanya is known as “Darıhal”. After a six hour trip upon leaving Mudanya, he has arrived at Bursa which he names as the home of silk, large city, vantage point of the lively and mighty God, land of crowns and the old capital city of the Ottoman. Evliya Çelebi has written the following on Uludağ, known previously as Mount Keşiş or Olympos according to another legendary historian, a.k.a. Heredotos: The reason why this mountain is known as Mount Keşiş is that the patriarchs and monks at Hagia Sophia fly to this mountain and rest here.” It

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=