Dergi Bursa / NİSAN-MAYIS 2019 / Sayı 53

64 geçmiş zaman kipinde past tense production. While the operating principle of records is quite simple. They have spiral grooves on each surface. These grooves can easily detect the vibrations that occur as the gramophone needle moves between them. Hence, the sounds recorded can be heard again. The gramophone machinery department also works in a simple operating principle. It is comprised of a motor that keeps the record spinning at the same pace as well as a section that reflects the sound. The motor can be operated using winder or electricity. Electrical gramophones have only one difference, they are known as record players. As the needle moves on the record, the vibrations that occur due to the dents and bulges on the record are reflected on the diagram to which the needle is connected thus the vibrations of sound are reflected on the diagram thereby amplified and reflected by the diagram and the sound box. So, how were these records prepared back in the day? How could these records have such pure sound quality? Flat and round molds made of wax were placed on a machine resembling a gramophone. This machine rotated the wax mold at a certain pace. A needle was placed on the mold. This needle was connected to a diagram. It was possible to record a conversation or song using the most basic recording technique since vibrations were formed in the air. The needle drew different patterns on the wax mold according to the vibration status. Thus a mold was obtained. Nickel molds were made out of this mold. Afterwards, the gramophone records we know are made using this nickel mold. Records attracted the attention of music lovers in Turkey in recent years after films such as Issız Adam that placed records at the heart of the movie. The number of collectors and aficionados increased. New technology records players were manufactured and our old friends started decorating our homes again. They became lovely friends for those who cannot overcome the sense of nostalgia. All those quality and strong records increased in value like company stocks. We can safely assume that the scratchy sounds of the past will continue to be a part of our lives. veriliyor. Plâk, gomalaka ve mumlu maddelerle (son yıllarda PVC ya da termoplâstik maddelerle) yapılan bir disk. Şimdiki müzik formatlarının bir üretiminin dahi olmadığını düşününce plakların değeri bir kez daha ortaya çıkıyor zaten. Plakların çalışma pratiği ise oldukça basit. İki yüzünde helezon şeklinde oyuklar var. Bu oyuklar, girintili çıkıntılı olduğundan özel olarak yapılmış olan gramofon iğnesi bu oyuklar arasında dolaşırken meydana gelen titreşimleri kolaylıkla algılayabiliyor. Böylelikle plâğa alınan sesin tekrar duyulması sağlanıyor. Gramofon makine bölümü de basit bir çalışma prensibi ile çalışıyor. Plâğın devamlı olarak ve aynı hızda dönmesini sağlayan bir motor ile sesi yansıtan bölümden oluşuyor denebilir. Motor, zemberek ya da elektrikle çalıştırılabiliyor. Elektrikle çalışan gramofonların tek bir farkı var ismi pikap olarak geçiyor. İğne, plâk üzerinde dolandıkça, oyukların girinti ve çıkıntısına göre meydana gelen titreşimler, iğnenin bağlı bulunduğu diyagrama yansıyor, ses titreşimleri, diyagram ve ses kutusu yardımı ile büyütülerek aksettirilmiş oluyor. Peki ya o dönemin şartlarında bu plakları nasıl dolduruyorlardı? O kadar temiz bir ses kalitesine nasıl sahip oluyordu bu plaklar? Balmumundan yapılmış düz ve daire biçimli kalıplar, gramofona benzeyen bir makineye konuyordu o güzel müziklerin oluşması için. Bu makine, balmumundan kalıbı, belli bir hızla döndürüyordu. Kalıbın üzerine ise bir iğne konuyordu. Bu iğne bir diyagrama bağlıydı. Makinenin karşısında yapılan bir konuşma ya da söylenen bir şarkı, havayı titreştirdiği için en temel kayıt tekniği ile kayıt almak mümkün oluyordu: Hava diyagramda titreşimler meydana getirdiği için, diyagrama bağlı olan iğnede de titreşmeler olur. İğne, titreşerek, dönmekte olan balmumu kalıbı üzerinde, titreşme durumuna göre inişli çıkışlı çizgiler çizer. Böylece, bir kalıp elde edilmiş olunur. Bu kalıptan nikel kalıplar çıkarılır. Sonra da bu nikel kalıptan, bildiğimiz gramofon plâkları çoğaltılır. Türkiye’de özellikle son dönemdeki plakları başrollere koyan Issız Adam gibi filmlerden sonra tekrar müzikseverlerin dikkatini çekti plaklar. Koleksiyon yapanlar ve meraklıları çoğaldı. Yeni teknoloji plakçalarlar üretildi ve eski dostlarımız tekrar evlerimizin baş köşesine kuruldular. Nostalji duygusundan kopamayanlara harika birer arkadaş oldular. Kaliteli ve sağlam kalmış tüm eski plaklarda tıpkı bir hisse senedi gibi yeniden değer kazandı. Anlaşılan o ki geçmişin cızırtılı sesleri olan plaklar, kulaklarımızın pasını silmeye de devam edecekler.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjAwNTM=