Dergi Bursa / NİSAN-MAYIS 2019 / Sayı 53

44 köşe corner Dönüp baktığımızda kimileri yüzümüzde gülümseme, kimileri hüzün olsa da büyütüyor aslında yaşamımıza dokunan her kim olduysa. Bizi biz yapan yaşanmışlıkların yanı sıra, yanımızda yöremizde bizimle yol alanlar da aynı zamanda. Derler ya “gül bahçesine giren ya gül olur ya gül kokar” ya da daha modern bir bakış açısıyla yaklaşan ünlü girişimci ve yazar Jim Rohn’un “en çok vakit geçirdiğin 5 kişinin ortalaması bir hayata sahipsin” sözünde de aslında aynı mesaj verilmekte. Bizi biz yapan herkes ve her şeyin karması, ortak paydasıyız sonuçta. Şimdi geriye dönüp bugüne kadar kimlerleydim, nerelerde yanlış seçimlerim, tercihlerim ve vazgeçişlerim oldu demek, yarınların telaşına düşmek yerine tam da içerisinde bulunduğumuz ana odaklanmalıyız. Bugün ne yapmak istiyorum; nasıl bir insan olmak, bugünleri nasıl hatırlamak ve gerçek beni var ederken neleri seçip, nelerden vazgeçebilmekle kendim olacağım? Bu sorulara cevaplar bulma zamanındayız. Düne baktığımızda kimin ne dediğini değil, nasıl hissettirdiğini hatırlıyoruz. Yaptığımız her seçimin sonucu yaşamımıza yansırken süreci çok net anımsamıyoruz. Aldığımız kararlar o an içerisinde olduğumuz koşulların sonucuydu belki ancak en önemlisi o günün duygularıyla alınmış kararlardı. Hala aynı fikirde miyiz, aynı hislerle mi yaklaşıyoruz olaylara? İşimiz, adresimiz, sosyal yaşantımız, arkadaş çevremiz değişiyor, alışkanlıklarımız değişiyor, bakış açılarımız, değerlerimiz dahi değişiyorken duygularımızın aynı kalması mümkün mü? Peki sahip olduğumuz her şeyi geliştirip, güzelleştirme çabasındayken Some place a smile on our faces, others instill sadness in us but all those who touch our lives make us grow in one way or another. It is those who walk side by side with us that make us who we are in addition to what we live through. They say, “Those who enter a rose garden either become a rose or smell like one” or from a more modern perspective, that of the famous entrepreneur and author Jim Rohn, “you are the average of the five people you spend the most time with”. We are a mixture of everything and everyone that make us who we are. We should focus on the moment that we are in right now instead of looking back to see who we were with, what mistakes we made or feeling anxious about the future. What do I want to do today; what kind of a person do I want to be, how do I want to remember these days and what will I decide or give up on to be myself? This is the time to find the answers to these questions. When we look back at yesterday, we do not remember what people said but how they made us feel. The outcome of each choice we made reflects on our lives but we fail to remember the process clearly. Perhaps, the choices we made were the outcome of the conditions we were in or the feelings we had at the time. Do we still hold the same opinion, do we approach the issue with the same feelings? How can our emotions remain the same when our work, address, social life, friends and even habits and perspectives keep on changing? So, what do we do to strengthen and improve our emotions and inner lives while trying to make everything around us more beautiful? It is not a coincidence that the concept of emotional intelligence attracted attention in this day and age when having a beautiful house, good objects and a successful life story are important. We need to focus on empathy, solution- oriented thinking, controlling our emotions in order to make a positive contribution to ourselves and our environment instead of being scared of losing the things we have acquired by way of our analytical intelligence and way of life. The common point of all individuals with strong emotional intelligence who are able to manage it well is that they can acquire more satisfaction out of life in addition to making better choices since they are happier and at peace. The main reason for this is that they always believe there is another way and thus manage times of crises better. Self-confidence is The power is within us Güç içimizde Dilek Şen