9
Pembe midir, gülkurusu mu? Vişne
midir, mor mudur, lila mıdır yoksa
şarap kırmızısı mı? Aşağı yukarı
pembedir. Hafiften mavimsi. Ama öyle
herhangi bir mavi de değil; çivit mavisi
vardır ya bildiğimiz, işte o maviye çalar
gizlice. Erguvan; çokça şarap kırmızısı,
pek az çivit mavisi ve bolca beyazın
harmanı ile oluşan fevkalade zengin bir
renk. Peki ya çiçeği?
Bahar geldiğine göre şimdi erguvan
vakti... Bursa Ovası’ndaki ve Uludağ
yamaçlarındaki tüm koruluklar, sırtlar,
mavimsi pembe çiçeklerle ya boyanmış
ya da boyanmak üzere. Renk cümbüşü
var her yerde. Tam keyif zamanı işte…
Erguvan sanki ışığın içerisinden geliyor
bize. Renk almış bir buğu gibi zamanda
kaybolmayı bekliyor. Altı üstü 15-20
gün bizimle… Ona sahip olmak da
kaybetmek de anlam taşıyor böyle
olunca. Yeniden doğuşu simgeliyor.
Aynı zamanda yağmurun gelmesiyle
düşen tohumlarıyla beraber yok
oluşu…
Bursa’da günbatımlarının ayak izleri
erguvandır, iyi düşünün. Şehrin
batısında beliren renk erguvan değil de
nedir? Kızarmış bir şeker pembeliği ile
mandalina kızılının alacalı bir cümbüşü
olmaz mı o mavi saatlerde?
Erguvanın en gösterişli vakti Mayıs…
Gel gelelim Nisan başlarından itibaren
sunmaya başlıyor güzelliğini. Baharı
müjdelemek için sabırsız bir çiçek.
Daha yapraklarını vermeden son
derece cömert bir tutumla çiçek
tohumlarını açıveriyor. Bu çiçekler ne
yazık ki çok kısa ömürlü. Yaprakları en
geç bir ay içinde yağmurlarla birlikte
toprağa geri dönüyor.
Erguvanın Osmanlı kültüründeki
özel yerini ise Yazar Ramis Dara’nın
"Erguvan Zamanı" isimli kitabından
öğrenelim: “Yüzyılın başında Bursa’da
"Erguvan Bayramı" kutlanıyordu. Bu
bayramın öyküsü şöyle: Buharalı
bir çömlekçinin oğlu olan Seyyid Ali
(Seyyid Şemseddin Muhammed bin Ali
el- Hüseyni el Buhari) Medine’deyken
rüyasına Hz. Muhammed girer ve
ona, "Anadolu’ya gidip hizmetini
orada sürdür" der. Seyyid Ali bunun
üzerine tasını tarağını toplayıp yola
çıkar. Bursa’da yerleşmeye karar
verir. Kısa sürede tanınır, Bursalılar
onun ziyaretine koşar. Henüz 22
yaşındaki Seyyid Ali, "Emir Sultan" diye
anılmaya başlanır. Emir Sultan bir süre
sonra, Sultan Yıldırım Bayezid’in kızı
Hundi Hatun’la evlenip saraya damat
olur. Herkes tarafından çok sevilen
Emir Sultan 1429’da vefat eder. O
tarihten itibaren bahar başlangıcında,
erguvanlar çiçeğe bezenince,
Türkiye’nin dört bir yanından gelen
müritleri, Emir Sultan’ın türbesini ziyaret
eder. Kalabalıkların Bursa’da buluştuğu
bu dönem, "Erguvan Cemiyeti, Erguvan
Faslı, Erguvan Bayramı" diye anılmaya
başlanır.”
14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar erguvan
adına şenlikler hatta bayramlar
düzenlendi Bursa’da. 1855 Bursa
depreminden sonra ise büyük bir
kısmı yıkılan şehir kendini toplamaya
çalışırken, şehir halkı bayramlarını ve
panayırlarını unuttu. Zaman içinde
unutulduysa da 2000’den bu yana
yeniden hareketlendirme çabaları
var. Özellikle belediyelerimiz ve Yerel
Gündem 21 Tarihi ve Kültürel Miras
Grubu bu konuda çalışmalar yürütüyor.
Somut göstergesi ise “Erguvan
Bayramları”nın tekrar başlaması…
1...,2,3,4,5,6,7,8,9,10 12,13,14,15,16,17,18,19,20,21,...140