4
Eng i n Çak ı r
Acısıyla tatlısıyla tam bir seneyi
geride bırakırken, içeriğimizin özüne
yansıttığımız duygu bu sebeple
manidar; “sevgi…” Bizi seven herkese
minnettarız, hayalimiz sizin sayenizde
gerçek oldu.
Sevgi ile ilgili çok söz söylenmiş,
üzerine binlerce kitap yazılmış olabilir.
Aklıma gelen onca uzun cümleye
rağmen, lafı dolandırmak istemem.
Herhalde bu işin “pir”leri bizlerden
iyi birkaç kelam söylemiştir diye
düşünerek, sevgi ile ilgili hem kendi
arşivimi, hem dostlarımın akıllarına
gelenleri hem de küçük çapta yaptığım
araştırmaların meyvelerini size sunmak
istedim. Ustalara saygı da diyebilirsiniz.
Aralarında çok kararsız kalsam da
sevgi gibi yüce bir duygunun özüne en
çok yakışanları seçmeye gayret ettim.
“Bir insanı sevmekle başlar her şey”
der Sait Faik Abasıyanık.
“Gerçekten sevenler, karşılık
beklemeden severler” der
Ahmet Hamdi Tanpınar.
“Cehennem, gönüllerde sevme
kabiliyetinin kalmamasıdır” der
Dostoyeveski.
“Yaşamı sevmenin en iyi yolu birçok
şeyi sevmektir” der Vincent Van Gogh.
“Amaç sevgi uğruna ölmek değil,
uğrunda ölünecek sevgi bulmaktır”
der William Shakespeare.
“Sevmek acı çekmektir, sevmemekse
ölmek” der Aristoteles.
“Sevmek insanın kendi kendini
aşmasıdır” der Oscar Wilde.
“Sevmeye başlayınca eskisinden
bambaşka bir insan olduğumuzu
anlarız” der Pascal.
Ve son olarak “Şah bile sevgiye
köledir” der Mevlana.
Ve tabi Ülkü Tamer’in hakkında “Tanrı
bin birinci gece şairi yarattı, bin ikinci
gece Cemal’i” dediği Cemal Süreya’nın
“Sevda Sözleri”ni de atlamamak
gerekir;
Dergi Bursa yola çıkarken aklımızdan geçen tek bir şey vardı.
“Bursa’ya yaraşır, okunan ve insanların sevgisini kazanmış” bir
yayın olmak…
“Bu şehri sevmekle
başladı her şey”
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik
Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.
(1954) Cemal Süreya
editör notu
1,2,3,4,5 7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,...140