Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

Bursa çarşıları

Sultan Çarşıları ve Hanlar Bölgesi, Aykut Güngör
Sultan Çarşıları ve Hanlar Bölgesi, Aykut Güngör

Bakırcılar Çarşısı

“Yapılan araştırmalar, Anadolu’da bakırcılığın gelişiminin çok eski tarihlere dayandığını, bakır cevher yataklarının eskiden beri işletildiğini doğrular. Anadolu sanatında önemli bir yeri olan bakır, süslemeye de çok elverişli bir madendir. Ayrıca en çok kullanılan maden de bakırdır. Kapı tokmakları ve süslemelerinin, mutfak araçlarının, takıların, müzik aletlerinin, hayvan koşumlarının, tarım araçlarının ve mimaride kullanılan araçların yapımında kullanılır. Bursa’daki bakırcıların daha çok güğüm ve mangalları karakteristik özellikler gösterir. Bursa’daki bakırcılar, bugün de aynı adla anılan Bakırcılar Çarşısı’nda etkinlik göstermekteydi. Kadı sicillerinde bu çarşı adına sıklıkla rastlanıyor. 1760 yılında çıkan yangında, çarşıdaki ev ve dükkanlar tahrip olmuştu. Eskiden tüm torna atölyeleri de bu çarşıda bulunurdu. Çarşı, 1958 yılındaki yangında yanmasına karşın, büyük ölçüde aslına uygun biçimde onarıldı. Ancak ahşap olan tonozları betondan yapıldı. Özellikle doğudaki Taç Kapısı’nda, oldukça güzel bir tuğla işçiliği bulunuyor. Çarşının kuzey tarafında, yuvarlak kemerli alt kat dükkanları var. Geneli Konfeksiyon üzerine satış yapıyor.”

 

Bedesten Kuyumcular Çarşısı

“Bedesten adı Bazzazistan’dan galattır. Anlamı bez satılan yer demektir. Bu tarihte en değerli mal olan ipek ve kumaşların satıldığı yer anlamına gelir. Bu değerli ürünleri satan çarşı da, her tarafı kapalı bir biçimde tasarlanmıştır. Buna da her kentte Kapalı Çarşı denilmiştir. Bursa’nın en önemli ticari merkezidir. Eskiden bedesten olarak Orhan Bey’in yaptırdığı Emir Hanı kullanılıyormuş. Daha sonra bugün bile aynı amaçla kullanılan Yıldırım Bayezid yaptırdığı bedesten kullanılmaya başlanmış… Bedesten, Bursa Çarşısı’nın merkezinde yer alır. Diğer çarşılar bunun çevresinde kurulmuştur. Evliya Çelebi’ye göre, Bedesten’in dört çevresi kuyumcular çarşısı imiş. Bunun çevresinde Gazzazlar Çarşısı, Kavukçular Çarşısı, Takkeciler Çarşısı, İplikçiler Çarşısı, Bezzazlar/Bezciler Çarşısı, Halat Çarşısı, Gelincik Çarşısı ile Hallaçlar Çarşısı ile çevrili imiş. Bu çarşıların üzeri, önceleri kurşun örtülüydü. Bazı yerlerinde demir pencereleri vardı. Yine Evliya Çelebi’ye göre bu çarşının her köşesinde mutlaka bir çeşme varmış. Ayrıca bugünkü yeni Kapalı Çarşı’nın uzantısı olan; Saraçhane Çarşısı varmış ki bu çarşıda her türden esnaf varmış. Uzun Çarşı’da Pirinç Hanı yanında ise Kebabçılar Çarşısı varmış. Ayrıca bir de Bakkallar Çarşısı… Burada bulunan hoşafçıların, sadece Bursa’da bulunduğunu yazan Çelebi, ipek çarşılarının da güzel olduğunu yazar. Dükkanların çoğu kuyumculuk üzerine satış yapıyor.”

 

Tahtakale Çarşısı

“Bursa’nın en eski çarşılarından biri olan Tahtakale, kendi adıyla anılan mahallenin can damarıdır. Eski Köylü Pazarı’nın da kurulduğu Tahtakale, Bursa’nın tarihî ve kültürel kimliği açısından büyük öneme sahiptir. Osmanlı’dan önce Bizans döneminde Taht-El Kale olarak geçen bölge atların bağlandığı yer olarak kullanılıyordu. Aynı süreçte atlar için revir olarak kullanılıyordu. Osmanlı dönemi ile birlikte şehir kale dışına taşınmaya başlandığında bu bölgede bir mahalle ve çarşı ortaya çıktı. Taht-el-kale isminden dönüşen Tahtakale ismi Kale Altı anlamına gelir. Osmanlı döneminde bölgede tenekeciler, kasaplar, sakatatçılar, zahireciler vardı. Babadan oğula esnaf anlayışı halen devam etmekte olan bölgede 75-125 yıl arası aynı yerinde faaliyet gösteren 3 nesildir devam eden esnaflar halen bulunur. 1855 Bursa depreminden sonra Tarihi Tahtakale Hanı yapıldı. Esnafın yoğun talebine istinaden surların altıda dükkan olarak yapıldı. 2.Dünya Savaşı evveli Karacabey ovasında leylekler ile kartalların kavgası olmuş, buna istinaden halk kıyamet mi kopacak diye düşünmüştür, neticesi 2.Dünya Savaşı çıkmıştır. Karacabey’de meydana gelen bu olayda yaralanan leylekler Tahtakale’ye getirilmiş, bölgede bir leylek hastanesi kurulmuştur. Esnaf, leylekleri kendi elleri ile beslemişlerdir. Bursa’nın en iyi meyvesi, sebzesi, süt ürünleri, eti, balı her zaman burada satılmaktaydı ve buna istinaden Bursa’nın zengin kesimi halk deyimi ile Bursa sosyetesi buradan alışveriş yapardı. Merinos Fabrikası açılışına gelen Atatürk’ün Mudanya’ya demirleyen gemisine katırlarla buzlar içinde etler buradan gitmişti. 1958 Kapalı Çarşı yangınından sonra Kapalı Çarşı esnafı bölgeye rağbet etmiş ve bölgenin değeri artmıştır. 1998 yılında Tahtakale Hanı’nda çıkan yangın ile han tamamen yanmıştır. Bu bölgede sancıları halen hissedilen bu yangın, bölgeye rağbeti azaltmıştır. Tahtakale’de hala aynı mütevazi esnaf kimliği ile etin, peynirin, balın, sebzenin, meyvenin ve birçok ürün satılır.”

 

Eski Aynalı Çarşı

“Orhan Külliyesi’nde bulunan bir hamamdı. Koza Hanı’nın yanında, ama ondan önce, 1339 yılında Orhan Bey tarafından Tophane’deki Manastır Medresesi’ne gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştı. Çifte hamam sınıfından olan hamamın duvarları kesme taş, kubbe kasnakları üç sıra tuğla, bir sıra kesme taş ile örülmüştür. Bir kenarı on iki metre, kare planlı soyunmalık bölümünden ılıklık bölümüne geçilir. Soyunmalık bölümünün üzerinde bir büyük kubbe vardır. Hamamda dört eyvan ile dört halvet odası bulunur. 1584, 1678 ve 1962 yıllarında onarılan hamam, son onarımdan sonra çarşıya dönüştürülmüştür. Orhan, Bıçakçılar, Kadınlar, Hallaçlar Hamamı adıyla da anılmış olan hamam, bugün daha çok antikacıların bulunduğu Aynacılar veya Karagöz Çarşısı adıyla biliniyor. Aynacılar Çarşısı denmesinin sebebi son onarımdan sonra bu çarşıya gelen bir tüccarın, çarşı duvarlarına ayna astırmasıdır. Hamamın çarşıya dönüştürülmesi sırasında bazı değişiklikler olmuş, tümüyle hamam özelliğini yitirmiştir. Kurnaları da kaldırılmıştır.”

Okçular Çarşısı, 1894
Okçular Çarşısı, 1894

Okçular Çarşısı

“En eski çarşılardan biri olan Tarihi Okçular Çarşısı İnönü Caddesi ile Gümüşçeken Caddesi arasında kalan yaklaşık 200 metrelik bir çarşı. Alacamescit Mahallesi sınırları içerisinde yer alan çarşının doğusunda Kayhan Çarşısı, batısında Tuz Pazarı bulunuyor. Nalıncılar Sok. Kütahyalılar Sok. Hamam Sok. Gümrük Sok. Bıçakcılar Sok. Okul Sok. ve Okçular Sok. çarşının 7 ayrı kolu ve kapısı konumunda. Tarihi Çarşılar ve Hanlar Bölgesi’nin 1500 metrelik ana aksı üzerinde yer alan çarşı, Heykel önüne, Ulu Cami’ye, Kapalı Çarşı’ya, metro istasyonlarına ve Kocaahmet Otoparkı’na yakınlığı ile alışverişe uygun konumda yer alıyor. 14.yüzyılın sonlarına doğru oluşan çarşı ve Şerafeddin (Alacamescid) Mahallesi günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir. Özellikle Osmanlı ordusunun ok, bıçak, kılıç ve postal ihtiyacının çarşıdan karşılandığı tarihi belgelere dayanır. (1516 yılında 250.000 ok siparişi) Yine çarşının ismindeki ok yapımındaki ustalığından geldiği rivayet edilir. Yüzlerce yıldır varlığını sürdüren tarihi çarşıda onlarca sivil mimari örneği yapının yanı sıra 1.Murat Hüdavendigar döneminden Kütahya (Çukur) Han ve Şerafettin Paşa Camisi (Okçular Camii) ve Nalıncılar Hamamı ile Fatih döneminden Karakadı Camisi bulunur. Son 25-30 yıl öncesine kadar çarşı ve civarında her türlü ev, tarım ve kişisel ürünlerin (özellikle bıçak ve ayakkabı) imalatı ve satışları yapılırken bugün genellikle kişisel ürünlerin ticareti ön planda… Dükkanların geneli konfeksiyon ve ayakkabı üzerine satış yapıyor.”

Uzun Çarşı

“Kapalı Çarşı’nın devamında, açık olarak bulunan çarşılar vardır. Önceleri Bursa çarşısı Kapalıçarşı’dan Tatarlara kadar uzamaktaydı. Bugün de, Batpazarı’na doğru uzanan çarşılara Uzun Çarşı adı veriliyor. Bu çarşıda sırasıyla elbiseciler, şekerciler, ayakkabıcılar ve bıçakçılar vardı. Bugün elbiseciler, ayakkabıcılar ve bıçakçılar kısmen bulunurken, şekerciler yoktur. 1927 yılında, İl Genel Meclisi görüşmelerinde Uzun Çarşı’nın üzerinin kapalı olduğu ve açılması kararlaştırılır. Belgelere göre Uzun Çarşı; Tahtakale’den Batpazarı ve Yiğitköhne Cami’nin yanında bulunan Galle Pazarı’na kadar uzamıştı. Bu çarşı daha sonraki yıllarda Bursa’ya yetmediğinden başka yerlerde de yeni çarşılar kurulmuştur. İkinci önemli çarşı da Atpazarı’nda bulunmaktaydı. Dükkanların geneli giyim üzerine satış yapıyor.”

 

Tuz Pazarı

“Adından da anlaşılacağı gibi tuz satılan pazarmış zamanında. Çoğunluk gıda üzerinedir. Tavukçular, sakatatçılar, peynirciler, zahireciler, balcılar, cevizciler, kestaneciler vardır. Önünde kurulan sürekli pazar yeri ile Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ndeki en hareketli yerdir. Sebzenin, meyvenin, balığın en tazesi, çerezin, bakliyatın, süt ürünlerinin en iyisi bu pazarda sergilenir.”

 

Gümüşçüler Çarşısı

“Ulu Cami’nin hemen karşısındadır. Sultan Yıldırım Bayezıt döneminde, Ulu Cami’ye vakfedilmek amacıyla yaptırılmıştır. Bugün Kuyumcu Hamamı olarak da anılır. Söylenceye göre, hamamın yapımı sırasında taş taşıyan işçilerden birinin sürekli olarak, taşları camiye götürdükten sonra geri getirmesi sultanın dikkatini çekmiş. Sorunca da cenabet olduğu için kutsal bir mekâna taşları koyamadığını söyleyince, buraya hamam yapılmıştır. Duvarları moloz taşından örülmüş olan hamam, çeşitli felaketler nedeniyle çok yıpranmıştır. Hamam küçük ve tektir. 1707, 1551 ve 1718 yıllarında esaslı onarım gören hamam, uzun yıllar bakımsız bir durumda depo olarak kullanılmıştır. Soğukluğun üzeri 7 metrelik bir kubbeyle örtülüdür. Soğukluktan, sekiz dilimli bir göbek taşının bulunduğu bölüme girilir. Buradan da iki halvet odasına girilir. Bugün şahıs malı olup, tamir edilen hamam, halen işyeri olarak kullanılıyor. Hamamın çok uzun yıllar kahvehane olarak kullanıldığı eski gravürlerden anlaşılıyor. Hamam, yakın zamanlara kadar kahvehane özelliğini sürdürmüştü. Şimdi daha çok gümüşçülerin bulunduğu bir işyeri olmuştur. 1976 yılındaki gazete haberlerine göre Bekârlar Hamamı olarak anılıyormuş.”

Said Tuğcu, Kapalı Çarşı'nın eski hali, Ekim 2010
Said Tuğcu, Kapalı Çarşı’nın eski hali, Ekim 2010

Kayhan Çarşısı

“Bursa’nın en önemli çarşılarından Kayhan’da birçok kez yangın çıkmıştır. Hatta Bursa yangınlarının çoğu buradan çıkmaktaydı. Bunun nedeni, bugün bile mahallede bulunan demirci ve bıçakçıların ocaklarıydı. Çarşının Selçuk Hatun vakfı olduğu anlaşılıyor. Burada bazı günler sebze pazarları da kurulurmuş. Çevresinde ve Kapalı Çarşı’ya doğru ise, Bursa’nın ünlü bıçakçıları varmış. Bıçakçılar bugün halen aynı yerde faaliyetlerini sürdürmekteler. Evliya Çelebi bu çarşıda, yemiş pazarcılarının dükkânlarını meyve dalları ile süslediklerini yazar. Mevcut 11 pideli köfteci, 2 köfteci, 5 pideci, 3 kuruyemişçi, 3 lokanta, 2 ekmek fırını, 3 tatlıcı-börekçi, 3 kasap, helvacı-balıkçı- manav-bakkal ile gıda ağırlıklı olmakla beraber 3 hırdavatçı, 8 bıçakçı, 5 nakliyeci, 3 konfeksiyoncu, 5 demirci, 3 marangoz, 6 tenekeci, 2 kömürcü, 2 inşaat malzemecisi ve 5 kahvehane ile beraber muhtelif sanatkarları barındırıyor.”

 

Sultan Çarşıları ve Hanlar Bölgesi, Aykut Güngör
Sultan Çarşıları ve Hanlar Bölgesi, Aykut Güngör

Bayathane

“Tuz Pazarı Çarşısı’nda başlayıp, Tuz Pazarı Cami’nin yanında Cumhuriyet Caddesi’ne kadar inen caddedir Bayathane. İsminin nereden geldiğiyle ilgili çeşitli rivayetler bulunur. En kuvvetli olarak görünen Bayat Pazarı’ndan geldiğidir. Eski Eşyaların satıldığı, 2. el eşyaların satıldığı yerlere bayatpazarı denilirdi. Bununla ilgili iki pazar yeri vardı. Bir tanesi bugünkü Bat Pazarı denilen yer. Zamanla Bat Pazarı oldu. Diğeri de Bayathanedir. O da Bayat Pazarı’ndan Bayathane olarak değişti. Bir başka söylentiye göre ise, ekmeğin karne ile satıldığı İnönü zamanında burada bulunan bir fırın daha ucuza ve özellikle fakirlere bayat ekmek satarmış. Bayat ekmek satılan yer zaman içerisinde Bayathane olmuş…”

 

Batpazarı Çarşısı

“Eski ve kullanılmış eşyaların alınıp satıldığı Bursa’daki tek çarşıdır. Çarşının esas adı, Bayat Pazarı olup, zamanla bu adı almıştır. Batpazarı’ndaki hanı Davut Paşa, 1517 yılında yaptırmıştır. Hanın ortasında ise mescit yaptırmıştır. Bu yapı yıkılınca, Şiblizade adlı bir kişi tekrar yaptırmıştır. Bu mescit, Tahtakale Mescidi olarak da geçer. Çünkü bu bölge, Bursa’nın ikinci Tahtakale’si idi. 1521 yılında ve 1765 yılında çıkan yangınlarda pazar büyük zarar görmüştür. Günümüzde de Batpazarı aynı işlevini sürdürüyor, eski ve ikinci el eşyaların satışı yapılıyor.”

 

Gelincik Çarşısı

“Dört kubbeli olan bu yapının hemen yanında beş kubbeli Sipahi Çarşısı bulunuyor. Bedesten’in kuzeyinde kalır. Bu çarşıda Hallaçlar olduğu için Hallaçlar Çarşısı olarak da anılır. Sipahi Çarşısı’na paralel olarak uzanır. İshak Paşa tarafından, 15. yüzyılda, Sultan Çelebi Mehmet döneminde yaptırılmış. Ayverdi ise Fatih devri yapıları içinde görülür. Bu çarşı, vakfiyelerde geçen Gelincik Sultan ile ilgili olmalıdır. Ancak bazı kayıtlarda çarşı, Fatih’in vezirlerinden Dayı Karaca Bey tarafından, Karacabey’deki imaretine gelir getirmesi için yaptırıldığı kayıtlıdır. Aslında kırk dükkân olması gereken bu handa bugün ancak yirmi bir dükkân vardır. Duvarları, taş ve tuğla ile örülmüş olan hanın üzeri dört kubbe ve tonozlarla örtülmüştür. Sipahi Çarşısı ise beş kubbelidir. Kubbeleri oldukça yüksektir. 1958 yılındaki yangında büyük hasar gören han onarılıp yeniden hizmete açılmıştır. Kâzım Baykal’a 1950 yılından önce kubbeleri yıkık durumdaymış. Kubbeler 1970’li yıllarda yapılmıştır. Bugün handa, yorgancı ve diğer mobilyacı esnafları bulunmaktadır. Bu biçimiyle, halen çarşının Hallaçlar özelliği sürmektedir. 1618, 1645 yıllarında esaslı onarımlar görmüştür. Bursa’da en özgün biçimiyle günümüze gelmiş hanlardan biridir.”

 

Sipahi Çarşısı

“Bursa’nın en ünlü çarşılarından biridir. Kapalıçarşı ile Cumhuriyet Caddesi arasındadır. Bedesten’in yanında bulunan Sipahi Çarşısı, Karaca Bey tarafından Sultan Çelebi Mehmet döneminde yaptırılmıştır. Bu Karaca Bey, Fatih’in vezirlerinden olan Dayı Karaca Bey olmalıdır. Çünkü kayıtlarda Karacabey’deki imaretine getirmesi için Bursa Yorgancılar Çarşısı’nı yaptırdığı kayıtlıdır. Duvarları taş ve tuğla ile örülmüş olan çarşının üzeri, beş büyük kubbe ve yuvarlak tonozlarla örtülüdür. İki taraflı olarak yirmi dört dükkân bulunan çarşıda eskiden seksen yedi dükkân olduğu savunulur ki bu doğru değildir. 1536, 1616, 1685, 1777 yıllarında yapılan onarımlarda birçok değişikliğe uğrayan çarşı, 1958 yılında yapılan son onarımla aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır. Bu çarşının kuzeyinde, çarşıya paralel uzanan bir başka çarşı varmış. Cumhuriyet/Hamidiye Caddesi’nin açılması sırasında yıkılmıştır. Çarşıya çeşitli dönemlerde Yorgancılar, Sandıkçılar, Döşekçiler, Sipahi Pazarı adları da verilmiştir. Bugün de çarşıda, çoğunlukla yorgancı ve mobilyacı esnafı bulunur.”

 

Demirciler Çarşısı

“Demirciler yüzyıllarca körüklerinin başında kor yakıp; demir kızdırıp, dövüp, keskinletip, su verip, çelikleyip; ok bertip, kargı hazırlayıp, zırh yassıtıp orduya silah yaptılar. Demirciler Çarşısı’nda devamlı çekiç seslerinden oluşan madeni musikî duyuluyordu. “Dan Dun Dan, Çan Çun” sesleriyle çarşı çınlardı. Bursa’nın demircileri: “Alemde en sağlam, keskin bıçağı, kılına yapıyoruz. Zaferlerde bizim dövdüğümüz kılıçların, kargıların büyük ehemmiyeti ve payı var” diye söylerlerdi. Çoğunlukla Sivaslılardan oluşurdu demirciler. Zaman içerisinde çoğaldılar ve Sivasiler Mahallesi bu şekilde ortaya çıktı. Şimdi ise çok azlar. Hala aynı “Dan dun” sesi yankılanıyor.” Demirciler Çarşısında 40 adet dükkan bulunuyor, bu dükkanların geneli sıfır ve ikinci el eşya alım satımı yapıyor.”

 

Yorgancılar Çarşısı

“Bursa’nın eski bir çarşısıdır. Kapalı Çarşı’nın bir bölümünü oluşturur. Bedesten’in hemen yanından, kuzey-güney istikametinde uzanan çarşı, halen aynı adla anılır. Çarşının bir ucu, Sipahiler ve Gelincik Çarşısı ile Bedesten’e açılır.”

 

Çancılar Çarşısı

“Daha çok tahta eşyaların satıldığı bir çarşıdır. Hayvanların çanlarının satıldığı bir yer olduğu için bu adı almıştır. Çarşıda hiçbir yerde bulamayacağınız herhangi bir şeyi Çancılar’da bulabilirsiniz. Hırdavatçılar, tahta eşya satıcıları, evcil hayvan satıcıları bulunur.”

 

Ertaş Havlucular Çarşısı

“Bursa denince akla ilk gelenler arasındadır havlu. Havlucular ise yine Bursa’nın simgesi Ulu Cami’nin hemen yanındadır. Yeni restorasyonu ile üzeri kapatılarak yaz kış rahat alışveriş imkanı sağlar. Bursa’ya gelip de uğranmadan gidilmez.”

 

Eski Sahaflar ve Gelinlikçiler

“Ulu Cami kuzeyinde bulunan çarşı, çarşı bölgesinde alışverişin ilk başladığı yerlerdendir. Ulu Cami inşaatı sırasında işçilere ekmek dağıtan Somuncu Baba’nın ve Eskici Baba’nın bu çarşıda dükkanları olduğu söylenir. Yarısından fazlası vakıf malı olan 65 dükkan bulunur. Ağırlıklı olarak Ulu Cami’ye gelen turistlere yönelik hediyelik ürünler ve dini yayınların satıldığı çarşı aynı zamanda gelinlik ve damatlık alacakların mutlaka uğradığı bir yerdir. Ulu Cami kuzey kapısından caminin bahçesine çıkıldığında 2 şadırvanın arasından Eski Sahaflar ve Gelinlikçiler Çarşısı’na inilir.”

 

Gümüşçeken

“Atatürk Caddesi’nde Tayyare Kültür Merkezi’ni Doğu’ya doğru geçtikten sonra aşağıya doğru inen cadde Gümüşçeken Caddesi’dir. Tuzpazarı Çarşısı’na kadar uzanır. Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesindeki oteller burada bulunur. Aynı zamanda bu caddede çarşının en büyük otoparkı vardır. Gümüşçeken ismi isminden de anlaşılacağı gibi gümüş çekmek işinden gelir. O zamanın resmi kıyafeti olan kaftanlar giyenin gücünü sembolize ederdi. Bu yüzden zamanın en kıymetli kumaşlarıyla yapılırdı. En çok kullanılan kumaş, ipekten sık dokunan, sert ve parlak bir kumaş olan Atlas’tı. En değerli kumaş, “Seraser” idi. Dokumasında saf veya ılım alaşımlı gümüş tel kullanılırdı. İşte bu gümüş teller, gümüş plakalardan bugünkü Simkeş (Sırmakeş) Cami civarındaki evlerde yapılırdı. Sim ya da sırma gümüştür. Bu caminin adı buradan, caddenin adı da bu camiden gelmiştir.”

 

İvaz Paşa Çarşısı

“Cumhuriyet Caddesi’nin güneyinde, 15. yüzyılın ikinci yarısında İvaz Paşa tarafından yaptırılmıştır. Hanı, Cumhuriyet Caddesi ile İvazpaşa Mescidi arasındaydı. Bugün yoktur. 1958 Bursa Kapalı Çarşı yangınından sonra tamamen yıkılmış olan yapıdan sadece bazı ufak duvar kalıntıları kalmıştır. Bu hanın kuzeydoğusunda ise Karacabey Hanı, onun karşısında da Kuşbazlar Hanı vardı. Bu hanların hiçbiri bugün kalmamıştır. İvaz Paşa Çarşısı’ndaki dükkanların geneli mobilya ve aksesuar üzerine satış yapar.”

 

Nilüfer Köylü Pazarı

“Çeyiz dükkânları, baharatçılar, taze meyve ve sebze dükkânlarıyla çarşı bölgesinin önemli pazarlarından biri olan Nilüfer Köylü Pazarı her zaman kalabalıktır. Nilüfer Köylü pazarı içindeki Aşıklar Çayocağı’ndan günün her saati bağlama sesi duyma imkanınız vardır. Dükkanlar meyve sebze, baharat ve çeyizlik üzerine satış yapar. Özellikle el emeği çeyizliklerinin en çok çeşidi buradadır.”

 

Kapalı Çarşı Alt Çarşısı

“Kapalı Çarşı’da meydana gelen büyük yangından sonra yeni yapılan Kapalı Çarşı inşaatında çarşının altı sığınak olarak yapıldı. Daha sonra 1963 yılında zamanın valisi tarafından çarşı civarındaki seyyarlara yaymacılar yerleştirildi. 1966 senesinde de dükkanlar açılarak alt kat çarşısına dönüştürüldü. Her türlü giyim eşyası mevcut.”

 

Ulu Cami Caddesi Çarşısı

“Ulu Cami Batı duvarından aşağıya doğru uzanan cadde boyunca olan çarşıdır. Bakırcılar, Kapalı Çarşı ve Ulu Cami’nin ortak alanı olduğundan çarşının en hareketli yerlerindendir. Yiyecek içecek yerleri çoğunluktadır. Bursa’nın pek çok meşhur tatları buradan çıkmıştır. Dükkanların geneli havlu ve çeyiz üzerine satış yapar.

 

Çiçekçiler Çarşısı

“Orhan Cami bahçesinden Orhan Boğazı’na doğru çıktığınızda ya da belediye binasından Tuz Pazarı’na doğru inerken çiçek kokuları duyulur. İşte orası Çiçekçiler Çarşısı’dır… Toplamda sadece 8 tane dükkan olsa da bütün çarşının çiçeği buradandır. Taze kesme, saksı ve yapma çiçekleri ile sabah erken saatlerden, geç vakitlere kadar hizmet verirler.”

 

Bu da ilginizi çekebilir
Kapalı
Başa dön tuşu